• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C
  • Tunceli 22 °C

ÖZGÜR YAŞAMDA, SONBAHAR ÇİÇEKLERİ

Fikri TAŞ
   Arayan küçük kızımdı. Açtım. Telefonda onun kızı küçük ARYAYDI,’Böyük baba, bizi bağa dötür.’ dedi. Cevap vermemi beklemeden sevinç çığlığı attı. 
   Adeta, telefon bombardımanına tuttular. Annelerine telefonlarını açtıran RONYA, ROŞVER, DENİZ sırası ile, ‘Bizi bağa götür. Böyük Baba.’  dediler.
   Onlar, Sonbaharımızda yeni açmış, bize yaşam veren çiçeklerdi. Onlarla olmak, onları koklamak, yaşamın güzelliğiydi. Hepsine, ‘emriniz olur. Başüstüne.’ dedim. Baş üstüne ne demek, anlamadılar. Israr ettiler. ‘Ne olur böyük baba bağa gidelim.’ dediler. Ağlarcasına nazlandılar.
  Anneleri, ‘Başüstüne.’  ifadesini açıklayınca, sevinçten çığlık atmışlar.
  Tatile çıkan aileler gibi yazlık giysilerinin üzerine şapkalarını da takmışlardı. ARYA yanına oyuncak ayıcığını da almıştı. Kanatları olsa uçacaklardı.
  Bağa gidinceye kadar, arabada sevinçten bildikleri ,’Ali Babanın bir çiftliği var. ‘Şarkılarını tekrar edip durdular.
   Bağa yakın bir yerde konaklamış leylek ailesini, gördüklerinde hep birlikte koro halinde çığlık attılar. Leylek ailesinin yeni yavruları da büyümüş. Yuvadan çevreyi seyrediyorlardı.
   Bağın kapısında, büyük annelerinden önce, Kangalı üç aylık Kontla, Ankara’dan gelmiş, maviş karşıladı. Havlamadılar. Çünkü kont daha önceden tanışmıştı. Yeni gelmiş Mavişte akraba kokusunu almış olmalıydı. Kuyruklarını sallayarak koşarak geldiler. Başlarıyla sürtünerek yalayarak ‘hoş geldiniz.’ dediler.
   Küçük Kangaldan korkan Deniz, annesinin kucağından inmedi. Onun kucaktan inmesi için Kangalı tasma ile cevize bağladık. Tasmaya alışık olmayan KONT, tasmadan kurtulmaya çalıştı. Kurtulamayınca tasmayla oynamaya başladı. Kontun etrafını saran ARYA, RONYA, ROŞVER, bağladığımız için bize, Denize, kızarken kontu okşayarak sevmeye teselli etmeye çalıştılar.  Maviş Ankara’dan yeni gelmişti. Durmadan etrafı kolaçan edip tanımaya çalışıyordu.
  Büyük annelerinin bağın içinde yakaladığı kaplumbağa onların en büyük oyuncağı oldu. Başını çıkaran kaplumbağaya havlayan zıplayan mavişe, ROŞVER ,’yapma maviş o bir kaplumbağa ondan korkulmaz ki.’ diyerek mavişi teskin etmeye çalıştı. Kaplumbağa ile ilk kez tanışan ARYA, şaşkın, sevinçli bir o kadarda meraklıydı. Eğilip, eğilip bakıyordu.
   Çevrelerinde uçuşan renkli kocaman kelebekler, kontun, mavişin yanında iğlilerini çekmiyordu. Çıplak ayakları ile toprakla buluşmanın özgürlüğünü yaşıyorlardı.
   Güneş batmış gecenin karanlığı ağır, ağır çökmek üzereydi. Bizimkiler hala bağa, bağdakilere doymamışlardı. Uykusu gelen ARYANIN dışındakiler, gitmek istemiyorlardı.
   Karşıdaki köylerin baraj gölüne vuran ışıkları, gölü boğaz manzaralı kılmıştı. Akşamları, hava karardıktan sonra ortaya çıkan sivrisinekler esen rüzgârdan kaçmışlardı.
  Uykuları gelen Sonbahar çiçekleri, evlerine gitmeye razı olmuşlardı. Gelirken arabada şarkılar söyleyen bülbüller. Susmuşlardı. Uykular âlemine dalmak üzereydiler. Yolda önümüzden kaçan LAFONTENİN kahramanı uzun kuyrukluyu, göremediler.
  Bağda özgür yaşamla tanışan Sonbahar çiçekleri, ‘BÖYÜK BABA, BİR DAHA, BİR DAHA GİDELİM’ Diyorlardı.

  +   +  +
 
GURBETÇİNİN İZLENİMLERİ
  Yurt dışından izinli gelmişti. Uzun yıllar Dersime gelememiş bir gurbetçiydi. Gördüğü Tunceli onu şaşırtmıştı. ‘Tunceli’nin bu kadar büyüyeceğini, bu kadar lüks konutların yapılacağını hiç düşünmemiştim. Kışla binasının çevresindeki güzelliğin yanında kışla binasının hala o kirli köhne haliyle kalmasına çok üzüldüm. Caddelerin hala eski haliyle dar kalmasına rağmen, asfaltlanmış yapılı olması güzel. Hele modern, Avrupai görüntüler beni daha çok sevindirdi ‘ diyerek izlenimlerini dile getirdi.
   Onun izlenimleri, beni de sevindirmişti. Belediyenin son günlerde, şehir içindeki caddelerde yaptığı çalışmalar, o gurbetçimiz gibi Tunceli Halkının, benimde övgümü almıştı. 
   Belediye o güzel çalışmalarından birini daha hayata geçirebilse Tunceli daha güzelleşecek, festival sürecinde daha güzel bir rahatlık yaşanacaktır.
   Kışla Meydanın çevresi, her gün park edilen araçlarla adeta işgal edilmektedir. Tunceli’nin gezip görülmek istenilen öncelikli tek mekânıdır. Dersime gelen her misafir, öncelikle oraya koşar. Oradaki güzellikleri paylaşırlar. Ne varki, meydan, meydan olmaktan çıkmış. Adeta Oto parkı olmuş.
   Parka adımını atan her ziyaretçi, parkı kuşatan araçlardan şikâyetçi olmaktadır. Belediye, festival başlamadan sürekli olacak şekilde, parkın çevresini, araçlardan boşaltmalı, temizlemelidir. Gerekli kararları kısa sürede almalı uygulamalıdır. Emniyet Müdürlüğü ile ortaklaşa bu kararı hayata geçirmelidirler. Orada keyfi işgale son vermelidirler.
   Şehrin düzeninden sorumlu belediye, çoğunluğun, yararına olan düzenlemeleri yapmakta tereddüt etmemelidir. Festivalle birlikte parkta, çevresinde yoğunlaşacak ziyaretçilerin rahat, etmeleri için bu karar acilen alınmalıdır.

 +  +  +

  DEFTERDARIN ESNAF ZİYARETİ
   Yazımı noktalarken, içeri Defterdar Beyle Müdürleri girdi. Defterdar bey, ‘Kahvenizi içmeye geldik.’ dedi. ‘Hay, hay memnuniyetle, sevindirdiniz beni.’ dedim. Defterdar bey, ‘Esnafa hep para, vergi almak için gitmeyeceğiz. Zaman, zaman, fırsat buldukça gidip onlara size misafir olacağız. Çaylarını, kahvelerini içip hallerini, hatırlarını soracağız. Varsa sorunlarını, beklentilerini dinleyeceğiz. Onlar bizimkiler, onların sorunları bizimde sorunlarımızdır. Biz hep onların yanında olacağız.’ diyerek esnafı gezerek ziyaret edeceklerini söyledi.
   Değişim yalnızca teknolojide yaşanmıyor. Toplumun her alanında yaşanmaktadır. Yöneticilerde eski yöneticiler değil. Eğitimli, donanımlı yöneticilerdir. Başarmanın, başarılı olmanın, öğelerini taşımaktadırlar.
  Defterdarımızda bunun bir örneğidir.

+  +  +

TARIM VE İNSAN KONULU FOTOĞRAF SERGİSİ 
  Tarım İl Müdürlüğü tarafından YERALTI Çarşısı üzerinde düzenlenen, Vali Vekili, Ali GÜLDOĞANIN, Vali Muavini eşref YONSUZUN, Defterdarın, Milli EĞİTİM Müdürünün, Kültür Müdürünün, çok sayıda davetlinin, basın mensuplarının katıldığı sergi, sıcağa rağmen görülmeye değerdi.
   Yurdun çeşitli illerinden, yerlerinden çekilmiş. Düzenlenen yarışmalarda seçilmiş fotoğraflardan oluşan sergi tam anlamı ile bir fotoğraf şöleniydi. Tarımla insanı, doğayı, aynı karede bir araya getiren fotoğraflar, yurttan köşelerdi.
 

Fikri TAŞ

*Sitemizde yayınlanan köşe yazılarının sorumluluğu yazarlarına aittir.
Bu yazı toplam 1558 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim