Doğa harikası, Pülümür Vadisi, Kutu Dere, Tunceli’nin, önemli ziyaret yerleri, piknik, konaklama, mekânlarıdır.
KUTU DERE, geçmiş yıllarımızda, sürekli uğrak, konaklama, mekânımızdı. Adeta ikinci köyümüzdü. Hafta sonlarını, beklemeden gittiğimiz günler olurdu. Henüz Çay Bahçelerinin, lokantaların, açılmadığı, yıllardı. Bizim çok sevdiğimiz piknik alanıydı. Hafta Sonları, Yakın, dostum, komşum, yakın arkadaşım Avukat Hasan Yücel ailesiyle, birlikte, sabahın erken saatlerinde, orada, Kutu Derede olurduk. Kahvaltımızı, orda yapardık. Bütün gün, doğayla baş başa, eğlenirdik. Yüzerdik, güneşlenirdik. Çocuklar, Balık avlayıp getirirlerdi. Izgara yapardık.
Kutsalımız, DÜZGÜN BABAYA yakın olduğundan kurbanlarımızı orada keser, orada oturanlara, dağıtırdık. Orada, oturanlarla, yakın dostluklar kurmuştuk.
Yurt dışından, gelmiş misafirlerim vardı. Misafirlerimi uzun zamandı gitmediğim, eskilerde, sık, sık gittiğim, çok sevdiğim, PÜLÜMÜR Vadisine, Vadinin ünlü mekânı, KUTU DEREYE götürdüm. Kafeteryalar, lokantalar ziyaretçileriyle doluydu. Pülümür Suyu, eskisi gibi coşkulu akmıyordu. Kuraklık onu da etkilemişti. Batmak üzere olan Güneş, karşı yamaçları, ünlü ressamların tabloları gibi renklendirmişti.
Eski mekân, KUTU DEREDE, Yakın dostluklar, kurduklarımızdan biride, Pülümür Vadisinin, Kutu Derenin, hatta Tunceli’nin, renkli yüzü, KARA HAYDARDIR. Pülümür Vadisinin, en nadide, tarihi bir yerinde kurulu, vadinin iki yakasına bakan, KARA HAYADARIN yeri, vadinin ünlü bir mekânıdır. Nehrin iki yakasındaki tarih abideler, PAPAZ Heykeli ile YERLEŞİK KAYA, Sarayı, KARA HAYDARIN, Mekânına bakarlar.
Doğamızın, zenginliği, Süsü, Dağ Keçileri, KARA HAYDARIN, nehrin iki yakasına kurduğu ünlü DOĞA Plajına, kadar, inerek, plajdakilerle, selamlaşırlar. Artık eskisi gibi insan yarattıklarından korkmadıklarını, gösterirler. Plajda olup ta görenlerin bazıları, KARA HAYDARIN, ’keçiler, ne kadar güzeldir.’Diyorlarmış.
Nesli tükenmek üzere olan, koruma altındaki, doğamızın, renklerinden, zenginliklerinden, Vaşaklarda, sık, sık, KARA HAYDARIN, mekânını ziyaret ederlermiş.
Yüzmek, güneşlenmek için, nehrin her iki yakasına kurulu, Harika bir plajı vardır. Aynı şekilde nehrin iki yakasına, iki yamacına bakan, altında akan nehri seyreden, nehrin üstünde, restoranı, kafeteryası vardır. Vakit geçirmek, doğayı seyretmek, doğayla buluşmak, dinlenmek için harika bir mekândır.
KARA HAYDARLA aynı acıyı yaşamıştık. İkimizde iki çınarımızı, kaybetmiştik. İkimizde, ömür boyu sürecek büyük bir acıyı, çekiyorduk. Uzun zamandı, görüşmemiştik. Gülen, kara yüzünü, özlemiştim. Oda özlemiş olacak ki bizi büyük bir sevinçle karşıladı. Sarıldı. Ağladı. Beni de ağlattı. Acımız büyüktü. Annelerin acısı daha çok büyüktü. İki annenin gözyaşları sel oldu. Aktı.
KARA HAYDARI, küçük bir kulübeden başlayıp bu kadar büyük, modern güzel bir tesisi kurup, PÜLÜMÜR Vadisini, ilgi odağı, yaptığı için tebrik ettim. Fabrikaları, üretim kurumları, tesisleri, olmayan, işsizi çok olan Tunceli’de, zaman, zaman,30 kişiye, insana, ekmek kapısı olduğu için tebrik ettim.
Uzun süre oturduk. Çaylar, kahveler, sürekli tazelendi. İçmediğim viski ikramına teşekkür ettim.
KARA HAYDARIN yeri, Birinci derece sit alanı ilan edilmiş, ünlü PÜLÜMÜR Vadisini süsleyen, ilgi odağı yapan, doğayla buluşturan Turistik bir dinlenme mekândır.
KARA HAYDARLA vedalaşırken, karanlık basmak üzereydi, PAPAZIN, sülieti, abidesi. Tepeden bizi seyrediyordu.KARA HAYDARA, Ona da el salladık. Hoşça kal .’Dedik