Mevsim değişikliği kendini hissettirdikçe, yaşamda değişiklikler, yaşanmaya başlandı. Önce kısa kolluları çıkardık. Sonra uzun kolluların üzerine montları, ceketleri, kapattık. Yetmedi. Montun, ceketin altına kazak giydik. Mevsim değişikliği sürdükçe, gökten beyazların düştüğü günlere doğru gittikçe, paltolarımızı da askıdan çıkaracağız.
Hafta sonuydu. Güneşli, sıcak bir gündü. Yünlü kazağımı
giyerek çıktım. Yolumun, üstünde, SEYİT RIZADA, Oğlum GÜRAYIN, çeşmesi vardı. Selamlayarak, SEYİT RIZADAN, Munzur’u, seyrettim. Sonbahar, yeşilin ağırlıklı olduğu ünlü bir ressamın, tablosu gibiydi. Ta, Umman, denizine kadar yolculuk yapacak olan MUNZUR, ağır, ağır akıyordu. Yatağında incelmişti. Azalmıştı. Zayıflamıştı. Eskisi gibi, coşkuyla şarkılar, söyleyerek akmıyordu. Yaz kurak Mevsimi, onu zayıflatmıştı. MUNZUR Dağlarında, MUNZURU, besleyecek, eskisi kadar saklanmış kar yığınları yoktu.
SEYİT RIZANIN, her zamanki gibi keyfi yerindeydi. Yine ziyaretçisi çoktu. Yanı başına oturmuş, sazı elinde, durmadan çalıp söylüyordu. Ziyaretçiler, SEYİT RIZAYLA, hatıra resimleri çekiyorlardı. Ünlü DERSİM MÜZESİNİN, kapıları açıktı. Ziyaretçisi çok olmalıydı. Yurt dışından gelen Tuncelilerin, çoğu gitmişti. Okullar açılmıştı. Tatil mevsimi bitmişti. Yerli turistte, azalmıştı. Yinede sokaklar, hareketliydi. Kış mevsim hazırlıklarının payı olmalıydı.
Gazete yeri, büromda, günlük, ulusal, yerel gazeteleri, gözden geçirirken, İlimizi, Tunceli’yi ilgilendiren haberler vardı.
HOZAT İlçesi ilimizin, büyük, tarihi bir ilçesidir. Orada, bir yürüyüş görüntüleri, haberi, iğlimi çekmişti. İlçede gençler arasında giderek yayılan Uyuşturucu salgınına, tepki olarak düzenlenmiş bir yürüyüştü.
Uyuşturucu salgını, bütün dünyada, yayıldığı gibi ülkemizde de, illerimizde, ilçelerimizde de yayılmaya başladı. Yayıldı da. Bu toplumu, korkutan bir salgındı. Bu salgından, çocuklarımızı, korumak için başta devlet olmak üzere herkes üstüne düşeni, görevini yapmalıdır. Bu salgın, yalnız Hozat ilçemizde değil, bütün ilçelerinizde, de giderek yayılan, bulaşıcı bir hastalıktır. Tehdittir.
Ünlü HOZAT ilçemizle ilgili sevindirici bir başka haber, Örf adetlerimize, ananelerimize geleneklerimize, göre rahmetli olan ölülerimiz, için 3 günlük, Kırk günlük hayır yemekleri verilir. HOZAT ilçemizde kurulmuş HOZATIN KALEMLERİ, EĞİTİM Ve DAYANIŞMA Derneği, ilçenin bütün köyleri dâhil, Hozat Halkına, bir çağrıda bulunmuş.’Rahmetli ölülerimiz için, vereceğiniz, hayır yemeklerinin, bedelini parasını, derneğimize bağışlayarak, okuyan, ihtiyacı olan çocuklarımıza, burs olarak verelim, destek olalım.’Çağrısında bulunmuş.
Eğitimde, özelliklede yüksek öğretimde, eğitim masrafı, harcamamaları, dar gelirli aileler için karşılanamayacak ölçüde, artmıştır Burs, yeterli olmasa da, bu ailelere, okuyan çocuklara, bir ölçüde, destek olacaktır.
MADENLER, MADENCİLİK, doğamızı, ormanlarımızı, yaylalarımızı, yok eden, toplumu, korkutan, bir tehdit olmuştur. Bu korkutan tehdit, ilimizi de, endemik türlerin yaşadığı doğamızı da, tehdit etmektedir. Bu büyük tehdit gözlerini, PÜLÜMÜR ilçemizin, ünlü, HEL, dağlarına, İlimizin ünlü sürü sahipleri, ŞAVAKLILARIN, sürülerini, yayladıkları, ,endemik türlerin yaşadığı, BAĞIR yaylalarına, gözünü, dikmiş.
Buna, Pülümür Halkı, Tunceli Halkı, doğamızın katliamına izin vermeyecektir.
YAŞLI BİR OKURUM. Yolda karşılaştık. Durdurdu.’Hocam gördüğün gibi, caddeleri, sokakları, arabalar doldurmuş. Caddelerde yürümek artık çok tehlikelidir. Yayalar için ayrılmış, kaldırımları da bazı manavlar, esnaflar, kapatmış. Daraltmışlar. İki insan bir arada yürüyemiyor. Yazarsanız, belediyenin zabıtaları görüp ikaz edebilirler.’Dedi
ÜNİVERSİTELİ BİR OKURUMDA, Üniversite güzergahına yolcu taşıyan belediye otobüsler, minibüsler yeterli değiller.Zaman zaman zor durumda kalıyoruz.Gideceğimiz yere vaktinde varamıyoruz.Yazarsanız.belediye yetkililerimin dikkatini çekebilir.’Dedi