KORKUTUYOR

   
   ŞAROĞLU Otelinin gölgesine gizlenerek, kendimi SEYİT RIZANIN parkındaki gölgeliklere attım. Parkta kimseler yoktu. Her zaman çevresi sarılı gibi sevenleri, ziyaretçisi çok olan SEYİT RIZA, yalnızdı. Tepeden MUNZUR'U seyredenler yoktu. Can dostları da yalnızdı. Çeşmenin etrafında, kuyruk sallayarak, dolanarak, serinlenmek istiyordu. Daha önceleri dolu olan Parkın gölgelikleri boştu. Genç bir bayan elindeki telefonla, meşguldü. Daha önceleri, ünlü DERSİM Müzesinin çatısını mesken tutmuş, oradan SEYİT RIZA Parkını gözeten, zaman, zaman naralar atan, siyah kargalarda yoktu.
    Parktan koşarak kendimi, Ünlü, tarihi, DAR SOKAKTAKİ gölgeliğe atmaya çalıştım. Her zaman geçtiğim yolumun üstünde, renk, renk bayan elbiselerinin sallandığı dükkânın önündeki sandalyesinde oturan, uzun pala bıyıklı, renkli elbiseli, Tunceli’nin, unutulmayan, renkli simalarından, UZUN MEMED le selamlaşırdık. Gülümseyen yüzüyle elini kalbinin üstüne koyarak selamlaşırdı. Baktım yoktu yerinde Bize, bütün sevdiklerine, Tunceli Halkına, sonsuza dek veda etmişti. Sürekli oturduğu sandalyesi boştu. Oradaydı. Oradan her geçişte, onunla yine selamlaşacağım.
   Liseli yıllarımda sık, sık, gittiğim, Ünlü tarihi, DAR SOKAĞI yağmurdan, sıcaklardan, korumak için bezlerle kapattıkları gölgelikte, nefeslenerek, dinlenircesine yürüdüm.
   ON ADIMLIK Çarşıda gölgelikti. Belediye otobüslerinin kalktığı durakta otobüs bekleyenler, kaldırımı doldurmuşlardı.
   Hızlı kaçarcasına ZAFER Büfeden gazeteleri alarak, gölgelere sığınarak, gazete yerime geldim. Bir zamanlar bitmeyen kış soğuklarında, yaktığımız sobalarla bir türlü ısınamayan gazete yeri, sobasız ısınmıştı. Anlaşılan bu ısınmalar, artarak korkutacaktı
   Bir zamanlar yeni inşa edilmiş ünlü MAMEKİ PARKININ, ünlü havuzunda Yaz Mevsimi Temmuz ayında, hemen her gün yüzmeye giderdim. Ağustosun, ilk haftasında, havalar soğumaya başlardı. Bende yüzmeye gitmez. Bırakırdım.
   Şimdi, Googleden, meteoroloji hava durumuna bakıyorum. Ağustos ayının, sonlarına kadar, korkutan sıcaklıklar, Kırklarda devam edecekmiş.
   Gazeteler, sosyal Medya, bu korkuyu artıran haberler yayıyorlar, Avrupa da, sıcaklardan 1500 kişinin hayata veda ettiklerini ve öldüklerini yazıyorlar.
   Günde milyarlarca kara, deniz taşıt araçları, havada gökyüzünü âdete istila etmiş uçakların, çıkardıkları, gökyüzüne, saldıkları zehirli gazlar, Dünyanın üstünü kaplayan koruyucu atmosferi yırtarlarsa delerlerse, yok ederlerse, Yakan Güneş ışınlarının önünde, dünyayı yaşamı, koruyan, kaplayıcı atmosferi bırakmazlarsa, yok ederlerse, gelecekten korkulur. Yazın, uzayan sıcaklıklar, kışında uzayan soğukluklar, yaşamı, yaşanmaz hale getirebilirler.
   Umarız,tanrı buna izin vermez.Yarattığı canlıları korur.