DERSİM MÜZESİNDE

    
    29 Ekim 2023 Pazar Günüydü. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100 cü yılının kutlandığı tarihi bir gündü. Aynı zamanda bizim ailemizin de tarihi bir günüydü. Sevgisine doyamadığımızın, doğum günüydü. Onu sonsuzluğa uğurlayışımızın 13 cü yılıydı. Her yıl olduğu gibi bu yılda ebedi mekânının başında, annesiyle birlikte gözyaşları içinde ,’İyi ki doğdun GÜRAY.’diyecektik.
    Mumlarımızı, çiçeklerimizi alarak yola koyulduk. Atatürk Mahallesinde yoğun bir kalabalık vardı. Helikopterler, alçaktan binaları yalarcasına uçuyorlardı. Stadyumda, 100 yılın, kutlamaları, resmigeçitleri yapılıyordu. Büyük bir trafik yoğunluğu vardı.
    Güneşli bir gündü. Yollarda beklendiği kadar trafik yoğunluğu yoktu. GÜRAYIN yanına varmadan annesinin gözyaşları sel oldu. Mumları çiçekleri bir yana bırakarak oğluna kapandı. Sarıldı. Gözyaşı dökerek hasret giderdi. Zaman, zaman, bağırdı. Kızgınlıkla,’Niye, bu acıyı bize çektirdin. Acelen neydi. Niye bizi bırakıp gittin.’Dedi. Adeta Feryat etti. Ana yüreğiydi. Onu oğlundan koparmak zordu. Onu Tanrıya emanet ederek gözyaşları içinde veda ettik. Gözden kayboluncaya kadar el salladık. Öpücükler gönderdik.
   Köy halkı komşularımızı ziyaret ederek, döndük. SEYİT RIZA PARKINDA büyük bir kutlama vardı.100 Yılın büyük kutlamasıydı. Fener alayı,   Fener alayı, yürüyüşüne katılanlar, ATATÜRKÜN, CUMHURİYETİ emanet ettiği, gençlerden oluşmuştu Büyük coşkulu bir kalabalıktı. Yürüyüş korteji ellerindeki fenerleri, bayraklarıyla, önlerinde, Sayın Valimiz, büyük bir coşkuyla, park alanını doldurmuşlardı. Sayın Valimiz, yaptığı konuşmada bu büyük coşkuya,100 yılın, bayram kutlamasına, fener alayı yürüyüşüne katılanlara, teşekkür ediyordu.
    DERSİM MÜZESİNDE,100 Yılın kokteyli kutlaması vardı. Basın Mensubu olarak bizde davetliydik. Büyük bir davetli yoğunluğu vardı. Her taraf bayraklarla süslenmişti. Nezaketli, genç, enerjik, Sayın Valimiz, bir önceki Zafer Bayram kutlamasında, yaptığı gibi orta avlunun girişinde tek başına ayakta davetlileri karşılıyordu. Davetlilerin tek, tek, ellerini sıkarak,’Hoş geldiniz.’Diyordu.
    Yuvarlak masaların etrafında bir araya gelen misafirler, masaların üstünde ikram edilen yiyeceklerden tadarak, içerek, sohbet ediyorlardı. Üniversitenin müzik korosu, sevilen parçaları çalıyordu. Müze avlusunun Güney iç duvarına, Ulu Önder ATATATÜRK ile CUMHURBAŞKANI, Recep Tayip ERTDOĞANIN, resimleri asılmıştı. Duvardaki ışıklı gösterimde, CUMHURİYETTEN,100 yıldan, kareler vardı. Sayın Valimiz, Yaptığı konuşmada, CUMHURİYET yönetimine tarihi süreçte nasıl kavuşulduğunu, İstiklal savaşının nasıl başarıldığını, Cumhuriyetin önemini vurguladı. Sayın Vali, masaları tek, tek ziyaret ederek davetlilere, kutlamaya katıldıkları için teşekkür etti.
    Kutlamaya katılan, kısa sürede ilimiz, Tunceli için güzel şeyler, güzel projeler, hayata geçirmek isteyen, Bacasız Fabrikamızın, ÜNİVERSİTEMİZİN, Rektörünü görmek, görüşmek, istedim. Görüştük. Kendilerine, Tunceli için gösterdikleri duyarlılıktan, çabalarından, projelerinden dolayı kendilerine teşekkür ettim. Birlikte Cumhuriyetin, Büyüklüğünü, güzelliğini paylaştık.
     Aynı masayı paylaştığım, dostum, arkadaşım, milletvekilimiz, Hasan GÖYÜLDAR, Beyde, kutlamaya eşiyle birlikte katılmıştı. Aynı masada, Cumhuriyeti, ülke çapında yapılan coşkulu 100 kutlamalarını, milletvekili olduğu dönemde, müze olmasında, büyük emeği katkısı, olduğu, uluslar arası, ünlü DERSİM Müzemizi, konuştuk.
      1956 yılında Yatılı okullar sınavına katılmak için geldiğim Tunceli’de, KIŞLA denilen bu yapının avlusunda top oynayanları, merdivende oturarak seyretmiştim. Sonrasında çokça gelip gittiğim bir mekân olmuştu. O anıları, bir kez daha hatırlamanın, yaşamanın, duygularını yaşadım.
     CUMHURİYET, insan, temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, eşit yurttaşlık hakkının tanındığı, Seçme, seçilme hakkının verildiği, kadınların, erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, Laikliğin, inanç özgürlüğünün güvence altına alındığı,  halk iradesinin, belirleyici olduğu, uygarlığın, çağdaşlığın, kimliği, yönetim biçimidir.
     TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ise,100 yıllık yanan ışığın, aydınlığın, tarihin, kimliğidir. Nüfus cüzdanıdır. Bu kimliği, istemeyen, karanlık yüzlere, kimliklere rağmen, bu ışık sönmeden 100 yıl yandı. Yüz yıllarca da yanacaktır.
     Ülkemizde 100 yıl bayramı,layık olduğu ölçüde, büyük bir coşkuyla kutlandı.
    Kutlu olsun.