• BIST 9074.89
  • Altın 2877.277
  • Dolar 34.2018
  • Euro 37.5403
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 25 °C
  • Tunceli 29 °C

İNANMAK ZOR AMA GERÇEK

Fikri TAŞ

     Köydeki bahçeme gelen misafirlerime, ‘Ağaçlar yas tutar mı?’ diye sormuştum. Bazıları tereddüt edip cevap vermekten kaçınırken, bazıları olumsuz anlamda başını sallamışlardı. Tarım bilgisi olan bir arkadaş, ‘Olabilir dedi ve ekledi: ‘Ağaçlar, canlı olarak, bütün canlılar gibi hissederler. Çiçekleri sürekli sevdiğinizde, okşayıp konuştuğunuzda onların nasılda hızla açıldıklarını, coştuğunu görürsünüz. Ağaçlarda öyledir. Onlarla konuştuğunuzda onları sevdiğinizi onlara hissettirdiğinizde onlarda etkilenir. Tıpkı çiçekler gibi hızla gelişirler. Siz onların algıladıklarını göremezsiniz ama bu bir doğanın gerçeğidir.’ dedi.

     Misafirlerimi alıp, bir meyve ağacının yanına götürdüm. Bahçemde mevcut 21 elma ağacından biriydi. Bahçemdeki 20 elma ağacı dolu, dolu çiçek açıp meyve verirken, bu elma ağacının tek çiçek açmadığını meyve vermediğini anlattım.
  Konuklarım, merak etmişlerdi. Gözlerim dolu, dolu anlattım onlara. ‘Bu elma ağacı yakın zamanda kaybettiğimiz sevgisine doyamadığımız oğlumuz GÜRAYIN, sürekli sevdiği okşadığı, benimdir dediği elma ağacıydı. Onun verdiği kocaman elmaları gazetedeki iş yerinde masasının üstüne koyar ve gelen dostlarına arkadaşlarına: ‘Görün derdi. ‘Benim böyle bir elma ağacım var.’ diye övünürdü. Elma ağacını överdi.
  Elma ağacı, kendisini çok seven sevgili sahibini kaybetmişti. İnanmak zor ama yalın bir gerçekti. Resmen yas tutmuş. Çiçek açmamış. Meyve vermemişti. Bahçedeki bütün meyveler, ondan daha küçük gelişmemiş elmalar, meyveler, deyim yerindeyse, dalları kırılırcasına meyve verirken, o sağlıklı, haliyle tek meyve vermemiş. YAS TUTMUŞTU.
   Bu doğa olayına gözleriyle tanık olan misafirlerim, şaşkınlık içinde bir o kadar duygulanmışlardı.
  Teselli edercesine dallarını okşayan misafirler.
  Yas tutan elma ağacına, ‘başınız sağ olsun,’ dediler. 

  +++++++

UYGAR OLMANIN FARKI
  Bizim TUNCELİ HALKIN SESİ GAZETESİ haber yapmış. ‘TUNCELİ’DE YILAN SALDIRISI.’ Öldürülmüş renkli doğa güzeli bir yılanın resmi, Güya ot biçen birine saldırmış. Oda öldürmüş. Büyük bir kahramanlık yapmış gibi resimlerini çekip gazete yolu ile kahramanlığını dünya âleme duyurmak istemiş. Bizim gazetede, onun cinayet suçunu paylaşmış, sayfalarına taşımış. Haber yapmış.
  Bir başka televizyon kanalıda haberinde, sağlık evine her nedense, girmiş, kimseyi tehdit etmemiş. Üstelik henüz çocuk yaşında olan bir yılanın çağrılmış güvenlik elemanları tarafından öldürülüşünü, allandıra ballandıra, utanmadan haber yapmış. 
   Okuyunca, seyredince, kötü oldum. Utandım. Ne zaman bizim ülkemizin insanları da, uygar ülke insanı gibi olacak. Ne zaman onun gibi Doğaya, doğanın üstünde yaşayan tüm canlıların yaşam hakkına saygılı olabilecek.
  Uygar ülkenin insanı, otların içinde gördüğü yılanı asla öldürmeye kalkmaz. Onu görmenin sevincini yaşar. Onun süzülüşünü bakışlarını, parlak, keskin gözlerini seyretmeye çalışır. Tehlikeli olması halinde öldürmez. Kovar.
  Uygar ülkede, sağlık evine giren yılan, güvenlik görevlileri çağrılarak öldürülmez. Ona zarar vermeden onu yakalayıp yaşadığı doğaya salacak görevliler çağrılır. Hele, hele öldürülmüş yılan haberi hiç yapılmaz. Böyle bir haber çocuklara, doğaya, insani değerlere kötülük olarak bilinir.
  Uygar ülkenin insanı, yılanında doğanın bir parçası, bir sakini, olduğunu, yaşam hakkının olduğunu bilir. Ona saygı duyar.
  Uygar ülke insanı, yılanların doğanın dengesini sağlayan canlılardan biri olduğunu bilir. Onu koruma altına alır.
 Bizim kahraman, ot biçtiği alanın onun, yılanın, yaşadığı alan olduğunu bilmez. Kendi tapusunda olduğunu düşünür. Uygar ülke insanı, otla kaplanmış doğa alanlarının yılanların bölgesi, evi, olduğunu bilir.
   Uygar ülke insanı kendilerini korumak zorunda kalmadıkça yılanların insanlara saldırmayacağını, bilir. Bizim yılanları öldüren kahramanlar, korkup kaçan yılanın bile kendilerine saldırdığı yalanını söylerler.
   Bilinmelidir ki, yılanların da yaşam hakkı var. Yuvaları var. Aileleri var. Canları var.
   Onlara kıymak, bir cana, bir yaşama, kıymaktır.
  O haberi okuyunca, o kanalı seyredince, insanlığımdan utandım.
 
+++++++

İFTAR YEMEĞİNDE
    Emniyet Müdürlüğünün, Polis Evi bahçesinde, açık havada, çiçeklerin, yeşilliklerin arasında verdiği iftar yemeğine biz gazetecilerde davet edilmiştik. Yemeğe, Sayın Valimiz, Üniversitemizin Rektörü, Vali Yardımcıları, İlçe kaymakamları, Garnizon komutanı, Ağır Ceza Reisi, İl Müftüsü, resmi kurum müdürleri, Banka Müdürleri, Siyasi parti temsilcileri, Oda başkanları, esnaftan, halktan çok sayıda davetli katılmıştı.
 Misafirlerini bahçe kapısında karşılayan Emniyet Müdürü, her zaman olduğu gibi gülen yüzüyle sıcaktı.
  Yemek, farklı kesimlerden bir araya geldiği karşılıklı sohbetlerin yapıldığı, Tunceli’nin sorunlarının konuşulduğu, halk toplantısı gibiydi.
  Sohbette, Sayın Valimizin, doğal gazın, 2015 yılında Tunceli’ye geleceği bilgisi, sevindirici bir haberdi.
  Yine aynı sohbette, GEZİ EYLEMLERİ, nedeni ile Tunceli’de emniyet güçlerinin soğukkanlı, olayların büyümesine izin vermeyen yapıcı, duyarlı yaklaşımları, Sayın Valimizle paylaşılmıştı.
  Sayın Emniyet Müdürümüze, doğrudan iletmek istediğim konuyu, yoğunluğundan dolayı iletememiştim. Festival etkinliklerinin yaklaştığı, hatta başladığı bu günlerde, etkinliklerin en çok yapıldığı Kışla Meydanı, park edilmiş araçlar tarafından adeta işgal edilmiş durumdadır. Birkaç yıl önce, bu kadar yoğunluğun yaşanmadığı yıllarda, meydanın kenarında sürekli bir trafik ekibi bulunurdu. Trafik kurallarını ihlal etmeye, keyfiliklere, park çevresinin park edilmiş araçlar tarafından kuşatılmasına izin verilmezdi.
   Geçen Yılda Sayın Emniyet Müdürümüz, festival süresince, park ve çevresine park yasağı getirmiş. Sürekli bulundurduğu trafik ekibi ile festival etkinliklerinin, güvenli bir ortamda geçmesini sağlamıştı. Sayın Emniyet Müdürümüzden, geçen yıl uygulattığı uygulamayı, bu yıl şimdiden başlatmasını istiyoruz.
   Akşam gelirken tanık oldum. Meydan çıkışında sağlı sollu park edilmiş araçlarla daraltılmış yolun ortası sayılacak bir yerde kural dinlemeyen biri, aracını park etmiş. Ortalarda yok. Yol tıkanmış. 
  Sayın Emniyet, Müdürümüze arz edilir.
  
   
      Fikri TAŞ

*Sitemizde yayınlanan köşe yazılarının sorumluluğu yazarlarına aittir.
Bu yazı toplam 1695 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim