• BIST 9350.01
  • Altın 4282.323
  • Dolar 39.3549
  • Euro 45.5604
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 22 °C
  • Tunceli 23 °C

HALKIN DİLİNDEN

Fikri TAŞ


  Yaz Mevsimi geldi. Sıcaklarda beraberinde geldi. Bu yıl İlkbaharda bile ısınamadık. Üşüdük. Halkın tanımı ile Yaz Mevsimi, sıcakların yaşandığı mevsimdir. Sıcaklar, çok hızlı arttı. Kalın giysileri çıkardık. Metodoloji uzmanlarının iddialarına göre bu yıl sıcaklar çok artacağından kuraklık büyük ölçüde kendini gösterecektir.
    Sıcaklardan korunmak için binaların, ağaçların. Gölgesinden geçerek iş yerine gitmeye çalışırken, tanıdık bir arkadaşla karşılaştık. Arkadaş sevinçle, ‘seninle görüşmek istiyordum, tesadüfe bak karşılaştık.’dedi. Yürüyerek, SEYİT RIZA Parkına geldik. Oğlumun çeşmesine yakın ağacın gölgesinde oturduk. Hafta sonuydu. SEYİT RIZANIN, yine misafirleri çoktu. Adeta boyuna sarılırcasına resim çektiriyorlardı Tepeden Munzur’u, seyrediyorlardı. Hemen hepsi, Tunceli’yi görmeye gelen, yerli turistlerdi. SEYİT RIZAYA VEDA edenler, El sallayanlar, Ünlü DERSİM Müzesine doğru yürüyorlardı. DERSİM Müzesi misafirlerine açıktı. Kapının girişinde görevli, gelen misafirleri, karşılıyordu. Sıcaklar, can dostlarını, parkta kendileri için yapılmış evlerine hapsetmişti.
    Ne diyeceğini merak ettiğim arkadaş, anlatmaya başladı.’Siz, yazılarınızla, Tunceli’nin sorunlarını dile getiriyorsunuz. Benim anlatacaklarımda şehrin sorunları, köşenizde dile getirirseniz, yazarsanız, yetkililerin dikkatini çeker, gerekeni yapabilirler.’Dedi. Devam etti’ 
   ‘Munzur’un yakasında, kurulu şehri güzelleştiren renk katan canlılık veren,  yaşam parklarının, sorumlusu, bakıcısı belediyedir. Parklara can veren çimenler, ağaçlar, eskisi gibi sulanmadığından kurumak üzeredirler.
    Atık sular baraj gölüne, akmaktadır. Bunun önlenmesi gerekir.’Dedi. Önemli bir sorundu. Atatürk Mahallesi girişindeki arıtma tesisi kurulmadan önce, şehrin bütün atıkları Munzur Suyuna akıtılıyordu. Çok büyük bir kirlilik yaşanıyordu. Arıtma tesisi kurulup çalışmaya başladıktan sonra şehrin bütün atıkları arıtma tesisine akıtıldı. Hala böyle bir eksiklik varsa belediye geciktirmeden gerekeni yapmalıdır.
    Arkadaş anlatmaya devam etti.’büyük bir yaşam parkı, MAMEKİ Parkının içine motorlu taşıt araçları girmezdi. Şimdilerde parkın içinde park ediyorlar. Çocukların oyun yerlerine yakın park ediyorlar. Yetkililer, bunlara izin vermemelidirler. ’dedi. Keyfilikler, parklarda da sürüyor. Parklardan sorumlu belediye Yetkilileri, bu keyfiliklere de izin vermemelidirler. Parkın girişinde harabe olmuş bekçi kulübesi onarılıp, gerektiğinde bir görevli orada görevlendirilebilir.
    Parkta gece akşamları, faaliyet gösteren eğlence yerleri, müzik dinletilerini çevreyi, halkı, rahatsız etmeyecek ölçüde boyutlarda yapmalıdırlar.’diye dile getirdiler.
    MAMEKİ Parkı şehrin göz bebeklerinden biridir. Şehir yaşamında önemli bir yeri olan parkın, parkların, sorunlarını dile getirdiği için duyarlı arkadaşa teşekkür ettim.
  Biz arkadaşla bunları konuşup paylaşırken gelip yanımıza oturup biz dinleyen bir başka tanıdık,’Hocam benimde size yazmanızı istediğim bir konu var. ‘Arkadaşlar, Yeni Valimize hoş geldine gitmişler. Valiyi çok övdüler. Tunceli’ye, güzel şeyler yapacağı sözünü vermiş. Yapmak istediklerinden biri, bizim merkez MOĞULTAY Mahallesine, zarar verir. Emniyet Müdürlüğünün, Atatürk Mahallesine taşınmasını istiyorlarmış. Taşınırsa merkez mahallemiz, iyice yalnızlaşır. Biz merkez mahallemizin ek yeni şubeler,(sağlık birimleri) gibi açılarak, şenlenmesini beklerken, Bu taşınma bizi üzdü. Köşenizde yazarsanız Yeni Valimiz, dikkate alabilirler.’dedi. Arkadaş endişelerinde haklıydı. Emniyet Müdürlüğü için bulunduğu yerde bir sorun olmamalıydı. Geniş, arkada, yıkılan okulun arsası ile birlikte, geniş bir alanları vardır. Eski Hükümet konağını da kullanabiliyorlar. Sayın Valimizin takdirlerine.
  Oğlum Güray’a, her zaman yaptığım gibi öpücük göndererek, el sallayarak parktan ayrıldım. Yolum, liseli yıllarımda, şehrin tek ünlü tarihi DAR SOKAK, çarsından geçer. Her geçişimde, geçmişi, o yıllardaki çarşıyı, görürüm. O yaşlara, dönerim. Çarşıdan geçişimi tamamlasam da, bazen döner bakarım.
   Yolumun geçtiği ünlü HERGELE, meydanında kimseler yok gibiydi. Eskilerde, ayaküstü buluşmaların, tur atmanın, sohbetlerin, mekânıydı. Şimdilerde, o resimler, yoktu.
   Dünya Güzelimiz ARYA, LGS sınavlarına girmişti. Merak ediyorduk. Sınav sonrası yüzü gülüyordu. Bu da, her halde, başardığının işareti olmalıydı. Tunceli’nin dışında başka bir ilde okumayı istemiyordu.
    Eskilerde LGS yoktu. Ortaokulu bitiren ildeki en yakın liseye kaydını yapardı. Ünlü lise diye ayırımlar, öğretmen ayırımları, yapılmazdı. Şimdilerde resmen fakir zengin ayırımı alenen yapılmaktadır. Parası olan ailelerin çocukları sürekli özel kurslar eğitimler alarak bu sınavlara hazırlanırlar. Sınavları kazanarak, ünlü öğretmenlerin görevlendirildiği okullarda okuyup yine kurslarla özel eğitimle, hazırlanıp ünlü Üniversitelerde okurlar. Ünlü üniversiteleri bitirerek, işi hazır doktor, ünlü mühendis olurlar. Fakirin çocukları, özel eğitim alamadıklardan bu imtiyazlardan yararlanamadıklarından, ünlü liselerde, ünlü üniversitelerde, okuyamazlar, doktor, mühendis olamazlar. Öğretmen olsalar da, tayinleri yapılmaz. Açıkta kalırlar. iş bulamazlar. İşsiz kalırlar.
    Uygar gelişmiş ülkelerde, bu haksızlık, yaşanmaz.
    Yapılmaz.
 
 

Bu yazı toplam 92 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim