Göç: Bulunulan topraklarda yaşanan hastalık, savaş, siyasi gerilim ve buna benzer sorunlar sonrasında orada yaşayan halkın başka bir bölgeye gitmesidir.
Tarih boyunca savaşlar, doğal afetler gibi nedenlerle yaşanan göçler artık günümüzde temel olarak ekonomik ve siyasi gerilimden dolayı yaşanmaktadır.
Son dönemde ilimiz de çok ciddi boyutta göç vermekte. Bunun nedenlerini irdelediğimiz zaman iki önemli neden karşımıza çıkıyor; siyasi gerilimler ve ekonomik sebepler.
Siyasi gerilimin yaratmış olduğu toplumsal güvensizlik duygusu, seçim güvenliği tartışmalarının iç savaşla sonuçlanacağı, böylesi bir durumda Maraş' ta Çorum'da olduğu gibi yine Alevi toplumunun zarar göreceği endişesi, en son Zafer Partisi genel başkanı Ümit ÖZDAĞ'ın "İç savaş çıkacak" iddialarının toplumsal güvensizliği artırmış olması... Ekonomik etkenlere geldiğimizde ise tabii ki bu durumun en büyük nedeni mevcut iktidarın ülke ekonomisini kötü yönetmesidir. Peki yaşanan göçte bizim toplum olarak hiç payımız yok mu?
Dersim diasporası güçlü olan bir kent olmasına rağmen Sanayi Odası, Esnaf Sanatkârlar ve Ziraat Odası vb. sivil toplum örgütlerinin bu konuda yeterli çabayı sarf etmemesi, İl ve İlçe belediyelerimizin istihdama dönük projelerinin olmaması, özellikle son dönemde tüm Türkiye'de Komünist Başkan Maçoğlu'na karşı oluşmuş olan iyimser havanın doğru projeler açığa çıkarılarak değerlendirilmemiş olması, gerek yurt içinde ve yurt dışında örgütlü olan derneklerimizin Dersim'de ekonomik kalkınmaya dönük projeler üretememeleri. Tüm bu nedenler bir araya geldiğinde sanayisi olmayan, üretemeyen sadece hizmet sektörü ile ayakta durmaya çalışan bir kentin gençlerinin tek umudu kalıyor o da "göç" etmek.
Peki ne yapılmalı? Öncelikle iktidar organının önümüzde yapılacak seçimin demokrasinin bir gereği olduğunu ve seçim güvenliğinin sağlanacağı, sandıkta çıkan sonucun halkın iradesi olduğu konusunda topluma güven verirken ekonomik ve siyasi sıkışıklığı giderecek reformlar yapmalı.
Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, ülke siyasetinde söz sahibi olan siyasi partilerin genel başkanlarının " İç savaş" çıkacak gibi söylemlerle ülkede yaşayan insanların kaygılarını arttıracak açıklamalarda bulunmamalıdırlar.
Yukarıda sunduğum çözüm önerilerim iktidar ve muhalefet partilerinedir. fakat biz Dersimliler olarak göçü önlemek için ne yapabiliriz?
Sanayi odası, Esnaf Sanatkârlar Odası ve Ziraat Odasına seçilecek olan arkadaşların valilik protokolünde yer almak dışında kentin ekonomisini güçlendirecek projeler ile açığa çıkmaları, dışarıda ekonomik olarak güçlü olan iş insanlarımızın yönünü Dersim'e dönmelerine öncülük etmelidirler.
Gerek yurt içinde ve dışında örgütlü olan derneklerimizin Dersim'in ekonomisini güçlendirecek projeler açığa çıkarmaları ve bunları harekete geçirmelidirler.
Dersim'de yaşayan iş insanları bir araya gelip çok ortaklı şirketler kurmalıdırlar çünkü ulusal düzeyde devleşmiş şirketler ilimiz pazarında, bireysel sermayenin bunlara karşı durma şansı yok. Biz balıkların balinalara karşı kazanması için bir araya gelip balina olmak zorunluluğu vardır.
İl ve ilçe belediyelerimiz istihdama dönük projeler üretmeli, öncülüğünü Sanayi, Esnaf Ziraat Odalarının yaptığı bir ekonomi çalıştayı düzenlenmelidir.
Göçün önüne geçilmesinin en etkili yolu güven ortamının oluşması, güven ortamında demokrasinin güçlenmesi ile gerçekleşecektir. Güçlü demokratik bir Türkiye'de buluşmak umudu ile
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
Sönmez AYDIN