SAĞIR SULTAN DUYDU, DUYMASI GEREKENLER DUYMADI

   Atalarımız demiş; ‘Sağır Sultan duyarmış. Duymak istemeyenler duymazmış. ‘Bizimkilerde öyle yapıyor. Bu köşede iki kez dile getirdik, yazdık. Baraj Canavarının şehrimizde oluşturduğu göle dökülen şehrin atıkları pislikleri şehrin ortasında her türlü mikrobu barındıran, büyük bir kirlilik oluşturmuştur. Suya büyük bir kanalizasyon borusu ile dökülen atıkları pislikleri yemek için martılar, balıklar, o noktada yoğunlaşmış, toplanmışlardır. O pislikleri yiyen balıkları avlamak isteyen gözleri kör, aç gözlü balık avcıları da o noktada toplanmışlar. Ellerinde yasak TIRAVIRA ağları ile gece yarılarına kadar, pislik yiyen balıkları avlarlar. İlginç olanı pislik yiyen balıkları avlayan balıkçılar oraya arabaları ile, küçük çocukları ile ailece gelmektedirler. Bir başka gençlerden, çocuklardan oluşan avcılarda satmak için pislik yiyen balıkları avlarlar.
   Ve o balıkları yiyenlerle bu şehirde birlikte yaşarız. Belediyeyi, Tarım İl Müdürlüğünü, Çevre Müdürlüğünü, Emniyet Müdürlüğünü bu köşede yazdığım iki yazı ile uyardım. Göreve çağırdım. Hiç biri sesimi duymadı. Belediye, sivrisineklerin tehlikesini önlemek, çevre sağlığı için sürekli yaptığı ilaçlamanın yanında, her gün gözler önünde sergilenen bu tehlikeyi göremedi.
   DEMİROLUK yolunda gerekli tedbirler alınamadığından, son günlerde ikinci otomobilde dereye, şarampole uçtu. Maddi hasarın, yaralanmanın yanında bereket üzücü ölümler olmadı. Olabilirdi de.
   Şehrin içinde, hemen herkesin hergün geçtiği DEMİROLUK virajlı yolu yeterli genişlikte olmadığından, yer yer görüş mesafesi yolun kenarındaki ağaçlar tarafından kapatıldığından kazalara davetiye çıkaran bir yoldur. Bu yoldan hangi kuruluş sorumlu ise sorumluluğunun gereğini yapmalı. Yolun kenarına kazaları önleyici demir korkuluklu bariyerleri, üçüncü kazayı beklemeden çekmelidir.
   Toplu Konut idaresi tarafından İNÖNÜ Mahallesinde yaptırılan konutlarla ilgili geçen yıldan beri sürekli şikâyetler aldım. Şikâyetler her gün giderek arttı. Gerçekleştirdiği dev konut projeleri ile övündüğümüz TOPLU KONUT İDARESİNİN İNÖNÜ Mahallesinde yaptırdığı konutlar, anlatılanlara göre bir yılda oturulamaz hale gelmiş. Yolları, zorunlu yapılması gerekli olan çevre düzenlemesi yapılmamış. Kanalizasyon sistemi ile foseptik yapısında sızmalar olduğundan büyük bir çevre kirliliğine yol açmış. Bir yılda binalarda çatlaklar oluşmuş. Sıvalar dökülmüş. Elektrik kabloları tehlike yaratacak şekilde dışarıdan çekilmiş. Kaloriferler çalışmamakta bacalar dumanı çekememekteymiş. Baca şapkaları plastik borular üzerine konulduğundan sık,sık düşüp tehlike yaratmaktaymış. En önemlisi de su sorunu istenilen düzeyde çözülememiştir. Sorumlu kuruluşlara duyurumuz, Çağrımızdır. Orada yoksullar, afetzedeler oturduğu için onların sorunlarını görmemezlikten gelmeyiniz. Onların soruları hepimizin sorunudur.
   ‘DÜZGÜN BABADA SOYGUN VAR’ yazımız üzerine, Nazımiye Kaymakamlığının uyarıda bulunduğu görüştüğü Derneğin başkanı yanıma geldi. ‘Söz’ dedi. ‘Bir daha kesilen kurban sahibinin iradesi, gönüllü bağışı, dışında kurban eti almayacağız. Kurbanlar, derneğimiz tarafından ücretli tutulmuş ehliyetli kasaplar tarafından kesilecek. Karşılığında makbuzla 10 TL ücret alınacaktır. Alınan kesim ücreti ve bağışlarla dar gelirli yoksul öğrencilere burs verilecektir.’ dedi. Nazımiye Kaymakamı üstüne düşen duyarlılığı göstermiş. Soygunu durdurmuştu. Bundan sonra o kutsal mekânda soygun olmayacak. Kurban kesmeye gidenler, gittiğine pişman olmayacaklar, gördüklerinden utanmayacaklardır.
   Özelleştirilmiş yeni elektrik idaresi FEDAŞ, ‘HALKIN ELEKTRİK İDARESİNE İSYANI’ başlıklı yazımız üzerine, halkı usandıran kanunsuz keyfiliklerden vazgeçmiş. Ciddi büyük bir kuruluş olduğunun sorumluluğu içinde, yasalara uygun, tüketicilerin haklarına saygılı çalışmalarını sürdürmeye başlamış. Bu da halkı rahatlatmış.
   Uzun yıllardır ülkeye özlenen barış geldi gelecek, diye heyecanla beklenirken, savaş çanları yeniden çalmaya başladı. Bir başka Bahara ertelenen barış, gelecek diye, ne kadar umutlanmıştık.
  Barış istemeyenlere rağmen bu ülkeye mutlak bir gün barış gelecektir. Bunu engellemeye hiç kimsenin, savaş yanlılarının da gücü yetmeyecektir.
  Mutlak bir gün gelecektir.