MUNZUR’UN EVİNDE (GÖZELERDE)

   Dilan’ın misafirlerini övündüğümüz Munzur Gözelerine götürmeden, gezdirmeden, Tunceli’yi tanıttığımızı iddia edemezdik. Kahvaltıyı FIRTINA VELİ ÇEŞMESİNDE yapacağımız bir hazırlıkla yola koyulduk.
   Tunceli’ye ilk kez gelmiş, Dilan’ın düz ovada yaşamış misafirleri, Munzur’un kıyısında yol alırken yükselen dağları, coşkulu hızlı akan Munzur’u seyrettikçe daha çok meraklanıyor. Daha çok heyecanlanıyorlardı.
   Misafirlerle kahvaltı için konakladığımız Fırtına Veli Çeşmesinin suyuna elini uzatıp, hızla geri çekmeleri bizi güldürmüştü. Beklemedikleri soğukluktaki su onları şaşırtmıştı. Çok soğuk olduğu için içmeye korkan misafirlere korkmamalarını, kaynak su olduğu için tehlikeli olamayacağına inandırdıktan sonra ancak bol bol içebildiler. Munzur’un gürültüyle aktığı açık havada yerlere serili kilimler üzerinde yapılan kahvaltı misafirlere çok iştahlı gelmişti.
   Turizm elçilerimizden EL BABA Turistik Kampink Tesislerini ziyaret etmeye fırsat bulamadan, Munzur genç sıra dağlarının önündeki düz ovaya kurulmuş, turistik ilçemize vardık. Eksiklerimizi Ovacık Gazete Bayimiz İbrahim Bey’den temin ederek ikram ettiği soğuk suları, çayları içip soluklandıktan sonra Doğa Harikası Gözelere doğru yolumuza devam ettik.
   Hafta arası fazla kalabalık olmaz, güzel oturabileceğimiz bir yer buluruz düşüncesi ile gitmiştik. Hafta sonu olmamasına rağmen Doğa Harikası, ziyaretçileri ile doluydu. Bir gurubun ayrılması ile oturabilecek bir yer bulmuştuk. Sıcakların artması ile hafta sonları Doğa Harikasında oturacak yer bulmak imkânsız olmalıdır.
   Doğa Harikamız misafirleri büyülemişti. Durmadan resim çekiyorlardı. Berrak adeta süt karışımı buz gibi suyu içmekten çok seyrediyorlardı. Berraklığı, pamuk yığını gibi beyazlığı, hızla akışı, etrafa yaydığı serinlik onları büyülemiş içmeden adeta sarhoş etmişti.
   Doğa Harikamızda ziyaretçilerin rahat edebileceği güzel şeyler yapılmıştı. Herkes tarafından paylaşılan bir eksiklik, konaklanabilinecek alanların yetersizliğiydi. Bir aileye veya guruba bitiştirilmiş iki oturma bankı yerine birer bankı kullanmaları için pratik tedbirler alınarak, oturma yerleri artırılmalıydı.
  Doğa Harikasına hazırlıklı gidenler olduğu gibi, nasıl olsa öyle ziyaretçisi çok olan Doğa Harikasında ihtiyaçları karşılayacak her türlü imkânın olabileceği düşüncesi ile hazırlıksız gidenlerde oldukça çoktur. Eskiden faaliyette bulunan lokanta faaliyette olmadığı gibi geride bıraktığı geniş bir alanda harabe halinde bırakılmış. Halbuki orası mahkemelikte olsa diğer yerler gibi düzenlenip ziyaretçilerin hizmetine sunulabilir. Yetersizlik bir ölçüde giderilebilirdi.
   Konaklama yerlerinden biraz aşağıda sit alanı içinde faaliyet gösteren lokantada oturamadığımızdan, yeterli olup olmadığı hakkında bilgi sahibi olamadık. Ama oturanlar, bilgi sahibi olanlar anlattılar. Bir çivinin bile çakılmasının yasak olduğu sit alanında kurulu lokanta da avlanması yasak olan kırmızı benek alabalık bulundurulup satılmaktaymış. Arıtma tesisi olmadığından atıkları ile kendisinden aşağılarda Munzur’un kıyısında oturan yerleşimcilerin içme suyu olarak kullandıkları Munzur’u kirletmekteymiş. Mutlak bir lokantaya ihtiyaç duyulan turizm yerimizde, o lokantada önemli bir ihtiyaçtır. Kurallara uyup kırmızı benek alabalık satmadığı, Munzur’umuzu kirletmediği, sürece faaliyette bulunması önemli bir ihtiyacı giderecektir. Temizliğe dikkat edilmesi, Munzur’a atıkların atılmaması için ziyaretçileri uyaran yazılı uyarı levhalarının olmayışı da bir eksiklikti. Günlük tuvaletlerden yüklü para kazanan muhtarlık bu eksikliği görmeliydi.
   Yine çevreyi bilenler, oralılar anlattı. Gözelere yakın bir alanda Mandıra kurulmuş. Mandıranın ihtiyacı olan sütü peyniri üreten, üreticiler, konakladıkları Munzur’un kıyısında, ürettikleri peynirlerin, doğa için akarsulardaki canlılar için büyük bir tehlike, olan peynir sularını, atıklarını, Munzur’a bıraktıklarını, bununda Munzur’daki canlılar için büyük bir tehlike oluşturduğunu, Mandıraya izin veren teknik heyetin bu konudaki uyarılarının dikkate alınmadığını, Munzur’a bırakılan peynir sularından Munzur kıyısının, yosun bağladığını, bunun da tehlikenin bir işareti olduğunu anlattılar.
   Eskilerde, olmayışı büyük bir eksiklik ve sıkıntı yaratan tuvaletler büyük bir ihtiyacı gidermiş. Yolcu otobüslerinin duraklarındaki tuvaletlerden pahalı hizmet veren tuvaletler, bütün ziyaretçileri şaşırtmış. Köy muhtarlığına gelir getiren tuvalete giriş, 75 kuruş. Üstü 25 kuruş bozuk olmadığından, giriş 1 TL. Herkes gibi bende şaşkındım. Muhtarlık tarafından aylık 400 TL ile tuvaletlere bakması, tuvaletlerle piknik yapılan bütün alanların temizliği için görevlendirilen görevliye sordum. ‘Bu kadar pahalı tuvalet girişi olur mu? Yoksa sen keyfine göremi alıyorsun?’ dediğimde. ‘Hayır muhtarlık böyle koymuş.’ dedi. Anlaşılan Muhtar ta uzaklardan, ülkelerden gelip kendisine, Tunceli’ye misafir olanları değil, onlardan ne kadar çok para alırım hesabını yapmış, olmalıdır. Temizlik görevlisine ‘Git Muhtarına söyle. Misafirler bu ücrete çok diyorlar. 50 kuruş neyine yetmez. Bu bize, ev sahipliğine, Munzur Babanın Mekânına, hiç yakışmayan, utandıran bir keyfiliktir söyle.’ dedim. Bana sen kim oluyorsun gibilerden baktı.
   Giriş park alanında kurulan Stantlar, Kışın çığdan, yuvarlanan kaya parçalarından korunması için gerekli tedbirler alındığında, faaliyete geçtiğinde, önemli bir eksikliği gidermiş olacaktır. Otopark alanını daraltsa da, ziyaretçilerin rahatlıkla ulaşabildikleri bir alanda kurulması isabetli olmuştur.
   Hakkında Ovacık halkından güvenine, duyarlılığına dayalı güzel şeyler duyduğum, ziyaret etmeyi çok istediğim kaymakam beyi ziyaret edemedim. Havanın sıcaklığı, mesai saati dışında Ovacığa varışımız, beraberimizde çocukların bebeklerin oluşu görüşmemizi engelledi. Ovacığı Ovacık yapan, ilgi odağı yapan, dünyayla bağlantımızı sağlayan övündüğümüz MUNZUR’UN EVİNDEKİ gözlemlerimi, anlatılanları, görebildiğim eksiklikleri, benden daha çok duyarlılık göstereceklerini umduğum Kaymakam Beyin, Ovacık Halkının bilgisine sundum. Umarım hala devam eden kırmızı beneklerin katliamına, Munzur’un kirlenmesine, misafirlere dayatılan keyfiliklere izin vermezler.
   MUNZUR’UN EVİNDE çevrede bal mumundan yapılmış, yaşlı adamın sattığı mumlardan alıp mum yaktım, dileklerde bulundum.
    Sağlık için,
     İnsanlık için,
      Barış için...
   
  
   Fikri TAŞ