ÖSYM Başkanlığından yapılan açıklamada, 14-15 ile 21-22 Haziran tarihlerinde yapılacak 2014 Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) başvuran adayların, sınavlarına ilişkin gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığı yönünde. Ancak sınav ile ilgili yapılması gerekenlerin yalnızca sınav gün ve saatinde alınması gereken tedbirlerle sınırlı olmadığı da bilinmektedir. Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS)’na girmesi beklenen 1.5 milyon birey ve ebeveynleri ile toplumun duyarlı kesimi 2014’de de oldukça tedirgin. Nedenlerini yetkili tüm birey, kurum ve kuruluşlar çok iyi bilmektedirler. İlköğretim öncesinden başlayarak, yüksek öğretime ve sonrasına kadar tüm basamaklarına bakıldığında, eğitim sisteminde görülen oynamalar, öğrenciyi tanıyarak, niteliklerine uygun olacak şekilde O’nu yetiştirmek yerine, geleceğin bu entelektüel sermayesini siyasilerin kendi arka bahçesi durumuna nasıl getirmek istedikleri yönünde olduğu görülür.
444, özel öğretim yasasında yapılan değişiklikler, ortaöğretim kurumlarının adları ve içeriklerinin değiştirilmesi, öğretmen yetiştirme politikalarında, atama, yer değiştirme kısacası özlük haklarında yapılan oynamalar..eğitimin özelleştirilmesi…daha nice yapılan benzer değişiklikler yanında bir de en fazla bakanı değişen olarak eğitimin hali gerçekten içler acısı. Çok kültürlülük, çok inançlılık, çok kimliklilik, çok dillilik..vs. benzer farklılıkları öteleyen bir eğitim sistemi. Demokratik eğitimden nasibini almamış. Aşağıdan yukarıya eğitimde yazbozun ve gerçekleri yansıtmayan bu yapılandırmaların yüksek öğretimdeki karşılığı niteliksiz bir eğitim. Yüksek öğretim dökülmekte. Yapılan bina ve içerisine konulan araç gereç ..vs. eğitimin yüksek düzeyde verildiği/yapıldığı anlamına gelmemektedir. Neredeyse elit bir miktar öğrenci ve velisi hariç, diğer önemli bir kesim yüksek öğretimin kendisi ile sınavlarından umudunu kesmiştir. Ancak bunu dışa vuramamakta ya da yaşadıkları sorunları çaktırmamaktadırlar. Ortalıkta dolaşacağına, hangisi olursa olsun bir yüksek öğretim programına girsin gibi sıradan bir beklenti sağlıklı bir beklenti olmamaktadır. Mezuniyet sonrası istihdam sorunu çok karmaşık bir hal almış durumda.
Bir şekilde öğrencilerin ilgi, istidat ve yeteneklerini ortaya çıkarıcı, geliştirici ve yetiştirici bir eğitim mutlaka başarılmalıdır. Diğer bir ifadeyle, sınav maratonuna dayalı ve öğrencileri yetiştirmekten onları neye hazırladığı net belli olmayan bir yapıdan, daha gerçekçi ve gelecek beklentilerine, çağın ve geleceğin gerektirdiği bireylerin yetişmesine imkân ve ortam sağlanmalıdır. İşe girme ve kendisini geliştirme, emsallerine göre kendisini mağdur ve mağrur gören bireyler olmaktan kurtarılmalıdır.
Yine de yüksek öğretim sınavlarına girecek öğrencilerimize başarı ve güzellikler dilerim. Sınava girecek adayların, sınava giderlerken yanlarına almaları ve almamaları gerekenler ile sınav esnasında uymaları gereken kuralları bir kez daha gözden geçirmelerinde yarar var.
Adaylara söylenebilecek belki iki şey daha olabilir. Bunlardan ilki, sınav öncesi akşamı almaları gereken uyku ile sabah sınava giderken yapacakları kahvaltı türüdür. Uykusuz kalıp sınav esnasında esneme ile, sabah kahvaltıda ağır şeyler yiyip uyuşup kalma, ikisi de sınav başarısını olumsuz yönde etkileyecektir. İkincisi ise, sınav kitapçığını açmadan önce içten ve derinden bir veya iki nefes alıp vermek her zaman için iyi geldiği varsayılır. Ayrıca sınav sorusunun yanıtları içinde ilk akla gelen ya da yatan işaretlenmelidir. Cevabı bilinmeyen soru yanıtsız bırakılmalıdır. Bilinmelidir ki, sınav soru hazırlayıcıları doğru yanıtı tesadüfî olarak bulma ihtimalini sıfıra indirgemişlerdir.
Tüm sınava girecek adaylara başarılar dileklerimle..
Sağlıkla ve güzellikle kalınız…
Sabit MENTEŞE
