Bu dünyada edebiyat kadar değerli bir şey olduğuna inanmıyorum, inanmak da istemiyorum.
Şunu çok iyi biliyorum: Medeniyetin temeli edebiyat sayesinde atılmıştır.
İnsanın insan olma süreci edebiyatla başlamıştır.
Edebiyat; eğitir, öğretir, geliştirir.
Bu temelde edebiyatçılara ne kadar değer atfetsek, göklere çıkarsak, günlerce anma törenleri yapsak azdır.
…
Edebiyatçılar içinde en çok Tolstoy’a değer atfetmiş, “Edebiyatçıların Tanrısı”, demişimdir.
Hala da bu kafadayım.
Tabii ki her edebiyatçı çok değerlidir.
Bundan hiç şüphe yok.
Kastım bu iyiler içindeki en iyisidir.
Tolstoy’un yazdığı Savaş ve Barış, sadece bir savaş romanı değil, aynı zamanda felsefi ve tarihi bir incelemedir. Anna Karenina ise aşk, ahlak ve toplumsal normları ele alan derin psikolojik bir anlatıdır. "Diriliş" ve "İvan İlyiç’in Ölümü" gibi eserleri, insanın içsel dönüşümünü ve ölüm karşısındaki tutumunu sorgular, toplumun sosyolojisini ortaya koyar; sınıfsal temelde tüm gerçeği gözler önüne serer.
Kısacası eserleri; bir edebi anlatı, bir bilimsel öğretidir.
Tolstoy değil, diğer yazarlar da anlatırken öğretirler.
Kalemlerinin gücü kadar…
Bu minvalde Tolstoy’un yanına Jack London’u da koymak gerekir.
Jack London da en az Tostoy kadar değerlidir.
Kalemi güçlüdür.
ABD’nin aydınlık yüzüdür.
Jack London’un birçok kitabını okum.
Her bir kitabına hayran kaldım.
Birçok kitabı kitaplığımda olmasına karşın Anamur kitap fuarından bulabildiğim kadar Jack London’un kitaplarından aldım.
Önceden okuduğum halde “Martin Eden” kitabını tekrar okumaya başladım.
Jack London yazarak bilim yapıyordu.
Bir yazar değil bir bilim adamıydı.
Toplumun DNA’sını ortaya çıkarmış, resmen okuyucuya sunum yapıyordu.
Büyülendim.
İşte bu, dedim.
Toplumun gerçekliği ancak bu kadar kitaba geçirilebilirdi.
Jack London bunu başarmış bir yazardı.
Kitaptan çok şey öğrendim.
Biliyorsunuz Jack London’un birçok eseri vardır.
En çok tanınan eserleri:
Beyaz Diş
Vahşetin Çağrısı
Deniz Kurdu.
Kızıl Veba.
Demir Ökçe
Adem'den Önce
Yanan Gün Işığı
Adventure
Kızıl Veba
Ay Vadisi
Jack London’un her bir eseri altın değerindedir.
Jack London bu eserlerinde bir öğretmendir.
Topluma öğretmenlik yapmıştır.
Yazar olay anlatırken aynı zamanda da bilgi verir.
Bu görevi en iyi şekilde yerine getiren yazar Jack London’dur.
Bu anlamda “Martin Eden” kitabı bir başyapıttır.
“Beyaz Diş” hayvanlar aleminin içsel dünyasıdır.
“Demir Ökçe” işçi sınıfının el kitabıdır.
“Ademden Önce” insanın, insan olma serüvenini anlatır.
Ve Jack London kendi hayat hikayesinden yola çıkar.
İşçiyi, işsizi, sokağı, varoşu ve ötekiyi…
Yaşamda kim varsa Jack London’un kaleminde hayat bulur.
Tüm bunlar edebiyatla harmanlanır.
…
İyi ki Jack London yazar olmuş, bir sürü kitap yazmış.
İnanın her bir kitabı bir dünya…
Hiç şüphesiz ki Jack London ile dünyanın kapılarını aralamak, dünyayı tanımak bir başka...
Ne diyelim darısı bizim gibi yazarlara…