• BIST 10895.25
  • Altın 2506.579
  • Dolar 32.1801
  • Euro 34.9308
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 16 °C
  • Tunceli 15 °C

TUNCELİ'YE YAKIŞMIYOR

Fikri TAŞ

  
    Bir iki gün aralıklarla, yağan yağmur sonrası, Güneşli bir gündü. Güneşin parlaklığında, doğa, renkli bir tablo gibiydi. Munzur, yağan yağmurlardan bulanık akıyordu. Güneşli hava, hoşlarına gitmiş olacak ki, karakargalar, gökyüzünde topluca gösteri yapıyorlardı. Yakın mesafeden, hızla uçtukları halde herhangi bir çarpışmaya, kazaya, yol açmıyorlardı. Bizim şehirli kargalardan da, katılanlar, vardı. Balkondan Keyifle izledim.
   Yolumun üstündeki ŞAROĞLU Otelinin, DERSİM Müzesine, bakan taraftaki mutfak kapısının önündeki sokakta, yolun kenarına dizilmiş, yatıyorlardı. Sokak onların evi, yuvasıydı. Her gün aynı yerdeydiler. Yemekhaneden gelen yemek kokularını aldıklarından orada, bekliyorlardı. Otelin, yemek artıkları, onların günlük, yiyecekleriydi. Yatmaya doymuyorlardı. Yanlarından geçerken sırası ile hepsine ‘Merhaba. Nasılsınız.’Dedim. Bazıları, başını kaldırıp, göz göze gelirken, selamımı alırken, bazıları, istifini bozmuyorlardı. Onların, kendilerine yönelik duyguları, metrelerce uzaktan hissettikleri, aldıkları, biliniyordu. Benim selamımı, onları sevdiğimi, hassas duyu organlarıyla almış, olmalıydılar.
      Yolumun üstündeki SEYİT RIZA, Parkı, her zamanki gibi ilgi odağıydı. SEYİT RIZANIN, yine misafirleri vardı. Boynuna sarılmış, resim çekiyorlardı. Tunceli’yi görmeye gelenlerin yanında, aynı zamanda, buluşma, dinlenme, vakit geçirme yeriydi. Çocukların rahatlıkla koşturdukları, salıncaklarda, sallandıkları, yerdi. Can dostlarının, kulübelerinin, evlerinin, olduğu yerdi. Oğlumun Çeşmesinin, olduğu yerdi.  
    Aralıklarla yağan yağmur, Sokakları, yıkamış, gibiydi. Manavların önünde sergilenmiş, meyve ve sebzeler, görücüye çıkmıştı.  DERSİMİN soyu tüketilmek üzere olduğu, ünlü endemik türü DAĞ SARMISAĞI, sokak boyu seyyar satıcıların önlerindeydi. Kilosu, dar gelirlinin alamayacağı, tadamayacağı, pahalılıkta 300 liraydı. Doğamızda yetişen bu endemik doğa ürününü, Tunceli Halkından çok Tuncelili olmayanlar, parası olanlar, yiyebiliyorlardı. Çoğunluk, bakmakla yetiniyordu.
    Gazete yerimde, beni bekleyen bir misafirim vardı. Almanya’da uzun yıllar çalışmış bir işçi emeklisiydi. Almanya da, beni gezdirmişti. Almanya’da, birlikte güzel anılarımız vardı. Orada Almanya’da, çokça kahvesini içmiştim. Kahve ikram etmeliydim. Bizim Muhtar Velinin Türk kahvesi ünlüydü. İçerken, geçmişi konuştuk. Anıları andık. Ülkemizde büyük bir hızla esen pahalılık rüzgârını konuştuk. Paylaştık. Onların EYROSU, vardı. Ülkemizdeki pahalılık onları, etkilemiyordu. Onlarda uçak yolculuklarının pahalılığından şikâyetçilerdi.
    Misafirimi yolcu ederken, tanıdık arkadaşlar geldiler. Çaylarımızı yudumlarken, gazetelerdeki haberleri konuştuk. Yorumlar yaptık. En çokta, hemen herkesin dert yandığı pahalılığı konuştuk. Ülke çapında yaşanan pahalılığın yanında Tunceli özelinde yaşanan pahalılığı da konuştuk. Bir bayan misafirimin, anlattığı, dinleyenleri hepimizi üzdü. Bu yıl, Tunceli’yi görmek için gelen turist, ziyaretçi akını, çok olmuştu. Otobüsle gelen ziyaretçiler, bir meşrubat satan bir iş yerinin önünde 0,5 pet su almak isterler.5 liraya satılması gereken, küçük su için 20 lira istenir. Bayan ziyaretçiler, adeta donar kalırlar. İnanmazlar, tekrar sorarlar. Suları yere bırakırlarken,’Tunceli bu mu? Tunceli’yi, böyle bilmezdik. Tunceli’ye yakışmıyor. ’Demişler. Otobüslerine gitmişler.
   Dinleyen bizlerde, donup kaldık.2,5 liraya alınan bir su 20 liraya nasıl satılır. Bir başka misafirim, yanındaki poşeti işaret ederken .’Biraz et aldım.’Bir iki hafta önce 300 liraydı. Şimdi gittim aldım. 400 lira olmuş.’Dinleyenler, ona da şaşırdık.
   Misafirlerim gittikten sonra, sürekli et aldığım kasaba gittim. Bir gün önce sormuştum.330 liraydı. Sordum. Yine ’330 liraymış. Bize gelen bilgilere göre, yakın bir ilçelerimiz, Pülümür de, küçükbaş hayvan eti 220 lira, Pertek ilçemizde,235 liradan pazarlanıyormuş. Bu ilçelerimiz, uzak yerler değil. Aynı coğrafyada, beslenen, pazarlanan, hayvanlardır. Aradaki fark, yüzde 50 oranında.
   Belediye yetkilileri, ‘biz yetkili değiliz.’Diyorlar. Esnaf Sanatkârlar, odasından, yetkili kurullardan, bir ses Yok. Lokantalarda, kontrol yapıp fiyatlara müdahale den, yemek fiyatlarıyla fırınların ekmek fiyatlarını belirleyen ekip, kurul, kimlerse, kasapları da, su satan yerleri de denetlesinler. Ne yazık ki kontrol eden, denetleyen bir yetkili yok. Olmayınca da, kim neye tutturabilirse,
   DOĞA KATLİAMI
   Her yıl olduğu gibi av mevsimi, yaşanıyor. DERSİM Doğası yaban hayatı ile zengin bir coğrafya, Avcı, adı altındaki doğa katillerinin iğlisini çeken bir coğrafya. Devlet, her yıl, av mevsiminde, parasını verenlerin, katliam yapmalarına izin veriyor. Tunceli Halkının duyarlılığı, tepkisi, başta Sayın Valimiz olmak üzere sorumlu yetkililerin müdahalesi ile ilimiz coğrafyasında paralı katliama izin verilmiyor. Sosyal Medyadan edindiğimiz haberlere göre, doğa katillerinin gözü yinede DERSİM Doğasındaymış. Fırsatını bulduklarında, kaçak olarak katliam yapmak isteyeceklermiş. Yılbaşı sofralarına meze yapmak için fırsatını kollayacaklarmış. Yakın geçmişte, kış için et, yılbaşı için meze ihtiyacını, karşılamak için uzak illerden gelirlerdi. Kaçak doğa, katliamı yaparlardı.
   Doğayı korumaktan sorumlu yetkililerden beklentimiz, gerekli duyarlılığı, sürekli göstermeleridir. Kontrollerini sürekli yapmalarıdır. Bu bencil, acımasız, doğa katillerine izin vermemeleridir.
    İŞ ADAMIMIZ, ALİ BÜYÜKDAĞ, amcasını kaybetti. Merhuma, tanrıdan rahmet, BÜYÜKDAĞ ailesine, baş sağlığı dileriz.
     
 
 

   
   

Bu yazı toplam 4259 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim