Ankara Tunceliler Derneği’nin, 19 Kasım 2011 tarihinde başlattığı “1937 – 1938 yıllarında Dersim’de gerçekleştirilen Katliamın bütün yönleriyle ortaya çıkarılması ve bu konudaki isteklerinin değerlendirilmesi” talebiyle başlattığı kampanya sürüyor.
Dersimliler Bilgi Edinme Haklarını kullandı
İçişleri Bakanlığı’nın kapısını çalan Ankara Tunceliler Derneği, 4982 sayılı yasayla kendilerine tanınan Bilgi Edinme Hakkı’nı kullanarak bakanlıktan katliamla ilgili 74 yıldır ısrarla yanıtlanmayan sorulara yazılı yanıt, devlet arşivinde sır gibi gizlenen katliamla ilgili belgeleri istediler.
Dernek yöneticileri bakanlığa başvurmadan önce, saat: 12:30’da TBMM Dikmen Kapısı önünde konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptılar.
Dernek Yönetim Kurulu, İçişleri Bakanlığına başvurma kararı aldı
Dernek başkanı Av. Bülent Akdağ tarafından yapılan açıklamada, bilgi edinme yasası çerçevesinde 1937 – 1938 Dersim Katliamında evlatlık verilen ve kaybolan çocukların akıbetlerini öğrenmek için İçişleri Bakanlığına başvurma kararı aldıklarını ve bunu gerçekleştirmek amacıyla toplandıkları belirtildi.
İsyan olarak tanımlanan insani hak, katliamın meşrulaştırılması için kullanıldı
Başbakan Erdoğan’ın 2 yıl önce Dersim’de geçmişte yaşananların Katliam olarak tanımlandığını ve bunun bir siyasi malzeme olarak kullanıldığını belirten Akdağ, daha sonrada gündemden düşürüldüğünü söyledi. Bir süre önce yine başbakan Erdoğan tarafından Dersim katliamına değinildiğini belirten Akdağ, başbakanın bu kez, “İsyan süsü verilerek katliamın meşrulaştırılmaya çalışıldığını” söylediğine ve dilediği özüre dikkat çekti.
Dersim konusu iktidar ve muhalefet arasında çirkin bir şekilde siyasi malzeme yapıldı
Bu özürün yaşanan vahşet karşısında yeterli olmadığı halde olumlu karşılandığını belirten Akdağ, özürün yeterli bulunmamakla beraber kendilerince önemsendiğini, ancak devamında hiçbir somut adımın atılmadığını, aksine konunun iktidar ile muhalefet arasında siyasi malzeme yapılarak gündem oluşturulduğunu ve beraberinde yine geçmişte olduğu gibi üstünün örtülmeye çalışıldığını söyledi.
Yaşanan kıyım ve insanlık dramı magazin konusu yapılmayacak kadar ciddi
Yaşanan kıyımın büyük bir insanlık dramı olduğunu, magazin konusu yapılmayacak kadar üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğini belirten Akdağ, Dersim’in doğru okunması ve anlaşılması gerektiğini hatırlattı. Akdağ, Dersim Katliamını şu cümlelerle ifade etti. :
►Dersim 38: Onbinlerce insanımızın katledildiği ve sürgün uğradığı tarihin karanlık sayfalarına hapsedilmiş bir çığlıktır.
►Dersim 38: Yargısız infaz ve darağacıdır.
►Dersim 38: Çocukların evlatlık diye savaş ganimeti olarak götürüldüğü bir vahşettir.
►Dersim 38: İsyan değil katliamdır, akan kandır, gözyaşıdır, asimilasyondur.
Dersim katliamı şike yasası kadar önemsenmedi
Şike yasasını jet hızı ile meclisten geçiren siyasi güçlere seslenen Akdağ konuşmasını şu sözlerle sürdürdü. “Şimdi soruyoruz, kadın, çocuk, yaşlı onbinlerce insanımızın devletin uçakları ile yapılan bombardımanla, zehirli gaz ve ağır silahlarla katledildiği bu vahşetin aydınlatılması şike yasası kadar öneme sahip değil midir? Görülen o ki muhalefette sessiz ve hareketsiz kalarak Dersim Katliamını bir 74 yıl daha karanlıkta tutmaya niyetliler.”
İçişleri Bakanlığı, evlatlık verilen ve kayıp olan çocukların akıbetini ortaya çıkarmalı
Dersimlilerin bundan sonra sessiz kalmayacağını belirten Akdağ, bu karanlığın aydınlatılması için bilgi edinme yasası çerçevesinde yasal haklarını kullanarak evlatlık verilen ve kayıp olan çocukların akıbetinin ve listesinin kendilerine bildirilmesi için ilk başvurularını bugün İçişleri Bakanlığına yapacaklarını söyledi.
Bakanlıktan gelecek yanıt ve belgeler kamuoyu ile paylaşılacak
74 yıllık yaranın vicdanları sızlatmasına seyirci kalmayacaklarını kaydeden Akdağ, başvuru sonucunda elde edilecek bilgiyi kamuoyu ile paylaşacaklarını ve vicdanlara, “İddia edilen isyanı kayıp olan bu çocuklar mı gerçekleştirdi” diye soracaklarını vurguladı.
Talepler son derece insani ve demokrasi için önemli
Akdağ, Dersim Katliamındaki gerçekliklerin ortaya çıkarılması ve kamuoyu ile paylaştıkları taleplerin gerçekleştirilmesi için somut adımlar atılıncaya kadar başvurularıyla beraber basın açıklamalarının, değişik eylem ve etkinlikleri içeren mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.
► Çıkarılacak bir yasa metni ile Dersimlilerden özür dilenmelidir.
► Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalıdır.
► Dersim ismi iade edilmelidir.
► Meclis bünyesinde Araştırma Komisyonu kurulmalıdır.
► Katliama ilişkin devletin bütün kurumlarındaki arşivler kamuoyuna açıklanmalıdır.
► Dersim katliamının 2. versiyonu olan Munzur Barajlar projesi iptal edilmelidir.
► Dillerimiz ve Kızılbaş-Alevi inancımız üzerindeki baskılara son verilmelidir.
► Evlatlık verilen çocukların, kayıpların, mağdurların ve sürgünlerin akıbeti açıklanarak hakları iade edilmelidir.