• BIST 9112.19
  • Altın 4171.756
  • Dolar 38.5846
  • Euro 43.6242
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 8 °C
  • Tunceli 10 °C

Psikiyatri Uzmanı Dr. Günderci’den bağımlılık açıklaması

Psikiyatri Uzmanı Dr. Günderci’den bağımlılık açıklaması
Psikiyatri Uzm.Dr.Azad Günderci, uyuşturucu bağımlılığı ile başa çıkmanın yolları hakkında bilgilendirmede bulundu.

Uzman.Dr.Azad Günderci, madde kullanım bozukluğunun yaşam boyu süren kronik bir hastalık olduğuna dikkat çekerek şu bilgilere yer verdi:

 

UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Alkol madde kullanım bozukluğu yaşam boyu süren kronik bir hastalık olup çok boyutlu (biyopsikososyal) neden ve sonuçları vardır. Dolayısı ile bu hastalığın tedavisi de diğer tansiyon ya da diyabet gibi kronik hastalıklarda olduğu gibi ömür boyu sürmelidir. Çoğu maddenin  azaltılması ya da bırakılması kimi zaman tıbbi aciliyet gerektiren kimi zaman tıbbi aciliyet gerektirmese de kişiye ciddi sıkıntı veren yoksunluk belirtileri ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden tedavinin ilk aşamasını arındırma tedavisi dediğimiz ilaç tedavisinin ağırlıklı olduğu bir dönem oluşturmaktadır. Bu dönemden itibaren psiko sosyal tedaviler de başlar ve devam eder. Daha sonraki dönem ise rehabilitasyon dönemidir. Bu tedavi dönemiyle ilgili eksikliklerin biran evvel giderilmesi gerektiği doğrudur. Ancak ihtiyacın varlığına göre ilaç tedavisi bu dönemde de devam edilebilir.

Alkol madde kullanım bozukluğu diğer psikiyatrik hastalıklarla en sık birlikte görülen durumdur. Yani bir kişide birden fazla psikiyatrik hastalık söz konusu olabilir. Bazen kişide psikiyatrik hastalık vardır kişi kendini tedavi etmek yani rahatlatmak amacıyla madde kullanır, bazen de akut etkileriyle (zehirlenme) kişide psikiyatrik belirtiler ortaya çıkabilir ya da uzun süre madde kullanımı nedeniyle psikiyatrik hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu durumlarda da bu psikiyatrik hastalıklara yönelik psikiyatri ilaçlarının kullanılması gerekmektedir.Burada tedavisinden bahsedilen “ilaç” değil yaşam boyu süren kronik bir hastalıktır.

Sakinleştirici ve uyarıcı etkileri olan, giderek daha fazla alma isteği ve alınmadığında yoksunluk belirtileri doğuran kimyasal maddelere “uyuşturucu madde” adı verilir. Uyuşturucu madde bağımlıları, çoğunlukla kullanımı kontrol edebilecekleri düşüncesiyle madde kullanmaya başlarlar. Oysa bağımlılığın nasıl gelişeceği öngörülemez, bir kez kullanım dahi son derece risklidir. İlk kullanımdan sonra tekrar tekrar madde alma ihtiyacı doğar. Aynı uyuşturucu etkinin sağlanması için kullanım sıklığı ve/veya miktarı artar. Bu kısır döngünün yerleşmesiyle kişi bağımlılık sürecine girmiş olur.

Toplumda bağımlılık yapıcı maddelerin kullanılmasını ve yayılmasını önleme çalışmaları, bu maddelerin yarattığı bireysel ve toplumsal sorunları en aza indirmek ve toplumda sağlıklı davranışların gelişmesini sağlamak amacıyla yapılmaktadır.

Bağımlılık, geliştikten sonra tedavisi oldukça güç olan bir hastalıktır.

Uygulanan uzun süreli tedavilerin maliyeti çok yüksektir.

İyileştikten sonra gerekli sosyo-psikolojik tedbirler alınmazsa, bağımlılığın yineleme oranı çok yüksektir.

ETKİLERİ

Uyuşturucu olarak kullanılan maddelerin kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek fiziksel ve psikolojik tahribata yol açarlar. Uyuşturucu maddelerin hiçbir güvenli kullanım şekli yoktur. Kullanan herkes için bağımlı olma riski eşittir. Hücrelerimiz vücuda giren her maddeyi tanır ve bir daha unutmamak üzere hafızasına alır. Hücresel öğrenme süreci denen bu durum herkes için geçerlidir.

Aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştırır.

Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmlarına/kanamalarına sebep olur.

Tüm iç organların zarar görmesine ve buna eşlik eden bir dizi hastalığa neden olur.

Zehirlenmelere ve bu yolla gelen ölümlere sebep olur.

Uyuşturucular, bireyin çevreye uyum yeteneğini azaltır. Bağımlı giderek aileden ve çevresinden kopararak, yalnızlaşır. Çoğu zaman bu tabloya ağır bunalımlar eşlik eder.

NE YAPMALI?

Açık, samimi ve inandırıcı olun, öğüt vermeyin.

Kendinizi onun yerine koymayı deneyerek onun düşünce, yaşantı ve korkularını anlamaya çalışın.

Uzman yardımı alması için samimi bir yaklaşımla onu ikna edin.

 

ÖNLEYİCİ FAKTÖRLER

 

Uyuşturucu maddeler ile ilgili yaşa uygun doğru bilgilenme

Güçlü ve pozitif aile bağları

Anne-Babaların çocuklarıyla ilgili olmaları ve çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğinden haberdar olmaları

Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması

Okulda başarılı olma

Okul, STK'lar ve kulüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bağlar

RİSK FAKTÖRLERİ

Psikolojik sorunları olan ya da herhangi bir madde bağımlılığı bulunan ebeveynin çocukları daha büyük risk altındadırlar

Ebeveyn-çocuk arasında bağlanma ve ilgi eksikliği (özellikle 'Baba' rolünün ev ortamında eksikliği)

Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar

Okul başarısında düşüş

ÖNLEME ÖNEMLİDİR!

BAĞIMLILIK HER SINIFTAN İNSANDA GÖRÜLEBİLİR

Madde bağımlılığının 12 yaşa kadar düştüğünü anımsatan Prof. Beyazyürek sözlerini şöyle sürdürdü;

belli grup uyuşturucular hakkında bir takım yanlış düşünceler olduğuna dikkat çekti.  “Falanca uyuşturucu zarar vermiyor, o uyuşturucu ötekinden daha zararsız, bu bağımlılık yapmıyor, deniliyor.  ‘Madde kullanımına çoğu genç ergenlik döneminde başlıyor. Ailelerin de bunu fark etmesi zaman alıyor. Hatta bazı aileler fark edemiyor. Çünkü ergenlik dönemindeki belirtiler ile madde kullanımı belirtileri neredeyse aynı. Bunun engellenmesinde önemli görevler sadeece sağlıkçılara değil devlete, eğitimciye, aileye, polise, din adamlarına kısacası herkese iş düşüyor.

 ‘Madde bağımlılığının ortadan kalkması için maddeye ulaşımın tamamen engellenmesi gerekiyor.  

 

‘ESRAR BİR GEÇİŞ MADDESİDİR’

 

Esrarın diğer maddelere geçişi kolaylaştırır. ‘Esrar tamamen biyolojik bağımlılık yapan bir madde, kokainden bir farkı yok. İnsanın zaman algısını değiştiriyor ve diğer maddelere geçişi kolaylaştırıyor’ dedi.

 TEDAVİ İÇİN

 

Madde kullanan ve tedavi olmak isteyen, bu konudaki problemlerine çözüm arayan kişi ve yakınları hastanelere bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak tedavi olabilirler. Hasta ve doktor işbirliğiyle yürütülen tedavi, 2-6 hafta arasında hastanede yatarak arındırma ve bir yıl süre ile psiko-sosyal tedavi şeklinde gerçekleşmektedir.

En iyi korunma yolu hiç başlamamaktır.

Maddeden kurtuluş mümkün

Bağımlılık düzelebilir ancak tam olarak iyileşmenin gerçekleşmesi için ciddi bir çaba ve zaman gerekmektedir.

Kişinin tedavi olmayı istemesi ve kendini hazır hissetmesi en önemli aşamadır.

Bu süreçte doğru iletişim ve bağımlının yaşadıklarını yakınlarıyla paylaşması önemlidir.

Bağımlılık tedavisi kişiye, kullanılan maddenin cinsine ve kullanım süresine göre değişiklik gösterir.

Maddeyi kişinin tek başına bırakması neredeyse imkânsızdır, muhakkak uzman yardımı alınmalıdır.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim