TÜİK’in Hayat Tabloları verilerini Dersimlilere sorduk. Onlar da uzun yaşamanın sırrını doğal beslenme ve temiz hava ve insanlar arasındaki sıcak ilişkiler olduğunu söyledi.
“İnsanlarımız doğada ne bulurlarsa onu yerlerdi”
60 yaşındaki Hasan Öztürk, Dersimlilerin eskiden daha uzun yaşadığını söyledi ve yiyeceklerin doğallığına dikkat çekti. Öztürk: “İnsan ömrünün en uzun olduğu il Dersim olarak gösterildi. Babalarımız, dedelerimiz eskiden daha fazla yaşıyordu. 90,95 ve 100’ün üzerinde yaşayanlar oluyordu. Eskiden toplumumuzda kesinlikle kahve kültürü yoktu. Kimse kahveye gitmezdi. Önemli bir şey olduğu zaman toplanıp kendi aralarında çözerlerdi. Eskiden sebze ve meyve organik olarak yetiştirilirdi. Kış aylarında kesinlikle meyve ve sebze yoktu. Şimdi kışın ortasında sebze var. Bunlar kesinlikle insan sağlığına zararlı şeyler. İnsanlarımız hep tabi ve hayvansal gıdalarla beslenir, doğada ne bulurlarsa onu yerlerdi. Çay ve şeker yoktu. Hayvansal gıdalar tüketirlerdi. Özellikle tereyağı, çökelek, ayran, yoğurt… bunlar yaz-kış olan yiyeceklerdi.” dedi.
“Burada 3 ay kalan hastalar kendiliğinden iyileşiyor”
72 yaşındaki Mehmet Ali Güzel ise Dersimin havasının temiz olduğuna ve insanlar arasındaki sıcak ilişkilere dikkat çekerek şunları söyledi: “En önemlisi buranın havası çok güzel. İnsanlar İstanbul’a doktora gidiyor ama buraya gelip üç ay kalınca kendiliğinden iyileşiyor. İnsanların uzun ömürlü olması havanın güzelliğinden, suların temizliğinden kaynaklanıyor. Örneğin doğadaki pancarların hepsinde ilaç var. İnsanlarımız da bir birbirine çok bağlı olduğu için uzun ömürlü oluyorlar.”
“Yaz olunca çarşıdan hiçbir şey satın almayız”
68 yaşındaki Yadigar Güzel isimli vatandaş ise “ Eskiden buranın havasından, suyundan, komşuluğundan, dostluğundan, yiyeceğine kadar her şeyi doğalmış. İçinde katkı yokmuş. Buğdayı eleyip değirmene götürürdük. Bulgurumuz değirmende olurdu. İlkbahar aylarında pancarlarımız çok çıkar. Işkınımız çıkar, kengerimiz çıkar, çirişimiz çıkar, aygülümüz çıkar. Değişik değişik pancarlarımız vardır. Halkımız bunları yer. Yaz olunca çarşıdan hiçbir şey almayız. Hep böyle doğal şeyleri yeriz.” diye konuştu.
86 yaşındaki Hıdır Güngörmüş ise Dersim’i büyük illerle karşılaştırarak “Buğday, darı ve nohut ekmeği yerdik. Pancar yerdik. Kavun ve karpuz ekip yerdik. Dersim’den gelen domates ve salatalık tadından yenmezdi. Ama İstanbul’da her şey hormonlu. 45 günde tavuk yetişiyor. Hayvanların hepsi İstanbul’da içeride yetiştiriliyor.” ifadelerini kaydetti.