Dersim’in yüksek dağlarında arıcılık yapan üreticiler bu mağduriyeti yaşayan kesimlerin başında geliyor. O isimlerden biri de 2 bin 700 rakımlı dağlarda arıcılık yapan Dersim’in tek kadın arıcısı Fidan Aydın. Aydın, sürecin bozulmasıyla birlikte dağlardan erken indiklerini ve bu durumun baldan elde ettikleri veriminin düşmesine neden olduğunu belirtiyor.
Dersim, çatışmalı sürecin kendini en çok hissettirdiği illerden biri. Bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de üreticiler. Bunların başında ise Dersim’in yüksek yaylalarında ve dağlarında arıcılık yapan üreticiler yer alıyor.
Bitki çeşitliliği açısından zengin bir yer olan Dersim’de 7 yıldır arıcılıkla uğraşan Fidan Aydın, çatışmalı sürecin mağdurlarından sadece biri. 2 çocuk annesi olan 57 yaşındaki Fidan Aydın Tunceli Üniversitesi organik Tarım Bölümü 2. Sınıf öğrencisi ve aynı zamanda Dersim’in tek kadın arıcısı olma özelliğine sahip.
Yaklaşık 2 bin 700 rakımlı Dersim dağlarında arıcılık yapan Aydın, bu mesleğin kadınlar için zorluklarına dikkat çekerek, “Bir kooperatif kurmuştum. Üyeleri arıcıyla. Bir hevesle ben de başladım. Şu anda sertifikalı bal satıyorum. Bir kadın olarak tüm iş kollarında çalışmak zor. Fakat erkek işini yapmak daha zor. Arıcılık en zor mesleklerden bir tanesi. Sürekli bakım gerektiren ve sürekli yazı yabanda olmanızı gerektiren bir meslek. Bu anlamda gerçekten çok zor. Arıya bakarken, kovanları indirip kaldırırken zorlanıyorum. Bedensel olarak çok zorlanıyorsunuz bu işi yaparken. Bunun dışından yaylalara ve köylere gidip geliyorsunuz. Yaylada 4-5 ay boyunca yalnız kalıyorum. Yabani hayvanlara karşı korumasızsınız orada. Çatışma bölgesindeyiz. Çatışmaların arasında kalabiliyoruz. Gerçekten çok zor bir iş.” diye konuştu.
“Süreç Bizi Dağlardan Erken İnmeye İtti”
Çatışmalı sürecin kendini hissettirmesiyle birlikte dağlarda kalamadıklarını söyleyen Aydın,
“Gittiğim her yaylada 2 bin 700 rakımın altına hiç düşmedim. Hep yüksek yaylalara götürdük arıları. Çünkü asıl ballı bitkiler yüksek yerlerde. Bu sene de yine kendi köyüme, Aziz Abdal dağının eteklerine gittim. Fakat süreç bizi erken inmeye itti. Bu yüzden arı sıkıntılı bir süreçte ve sonbahar bizim için sıkıntılı geçiyor.” dedi.
“Son İki Yılda Rahat Nefes Almıştık”
Her yıl Ekim ayının sonunda veya Kasım ayının başında arıları dağdan indirdiklerini ifade eden Aydın, sürecin bozulmasıyla erken indiklerini ve bu durumun baldaki verimi düşürdüğünü belirtti. Fidan Aydın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Biz sürekli bu sürecin içindeydik. Son 2 yıldır rahat bir nefes almıştık. Onun öncesinde de yine öyleydi. Sabah kulübede kafamızı çıkarttığımızda asker görüyorduk veya sürekli soruşturma vardı. Bu çok can sıkıcı bir durumdu.Bu sene de kulağımızda hep silah sesleri ile uyandık. Karakol yakınımızda ona ikide bir taciz ateşi veya heronların sesi bizi uyutmuyordu. Kaldığım yer, güvenlik bölgesi ilan edilen bir yerin orta yeriydi ve biz arılarımızı yayladan erken indirmek zorunda kaldık. Normalde Haziran ayında gidiyorsak eğer Ekim’in sonu veya Kasım ayının başında geliyorduk. Ama biz 2 ay erken indirmek zorunda kaldık. Arılarımız şu anda sıcak ve polensiz bir yerde. Bu durum arının kışı sıkıntılı geçireceği anlamına gelir. İlkbahara ne kadar ayı geçer bilmiyorum ama bizim için ciddi bir zarar. Normalde balı Ağustos ayının sonuna kadar bekletip daha sonra sağım yaparız ama erken sağım yapmak durumunda kaldık.”