YÖRESEL YEMEKLERİMİZ

   
   Beklenen yaz bu yıl bir türlü gelmemişti. Yağmurlar ara vermeden sürekli yağmıştı. Bağda bahçede tarım alanlarında istenilen yazlık çalışmalar yapılamamıştı. Yerli sebzeler için Bostan yerleri hazırlanamamış, fideler dikilememişti. Yağmurların sağanak yağdığı, arada bir yağmadığı günlerde, budamasını yaptırdığım bağı, metrolojinin yağmayacak dediği bir gün kazdırmak istedim. İşçiler tuttum. Kazmaya başladılar. Yağmur, bırakmadı. Kazmayacaksınız. Dedi yağdı. Kazma işi yarım kaldı.
     Arılar, bu yıl renk renk, renk çiçeklerle bezenmiş Doğada uçup gezememişlerdi. Yağmurdan korunmak için kovanlarından başlarını çıkaramamışlardı. Yiyecek balları olmadığından sahiplerinin verdikleri şekerli suyla beslenmişlerdi. Konuştuğum arıcılar ağlıyorlardı. Tanrıya sitem ediyorlardı.’ Bizden ne istiyorsun.’Diye adeta ağlıyorlardı.
    Sürekli yağan yağmur suyu ile doğa, eşine rastlanmamış bin bir renge boyanmıştı. Yeşilin, kırmızının, ağır bastığı renkli bir halıya benzemişti. Hiç bir ünlü ressamın yapamayacağı, ancak, doğanın çizip yapabileceği ünlü bir tablo gibiydi.
   Bağın, içinde 3 köyün toplamında 7 leylek yuvasındaki yavrular, yaşama gözlerini açmışlardı. Onlar için doğa zengin yiyeceklerle doluydu. Anneleri durmadan taşıyacaklardı.
   Şehir merkezindeki evimizin önünde akan MUNZUR SUYU, hala durulmamıştı. Akan sellerle, kabarmış, bulanık renklerle, coşkuyla akıp barajları doldurmaya devam ediyordu. Barajların çekilen alanlarına çevre köylülerin ektikleri ekinler, barajın dolacağı tehlikesi altındaydı. Ekili alanların barajın suları ile kaplanması köylülere büyük zarar verecekti.
   Seyit Rıza parkı, her zamankinden farklı sakindi. Ünlü DERSİM Müzesinin çevresinde kimseler, tur araçları, yoktu. Bu yıl, Tunceli, Munzur, Munzur Gözeleri, Dersim Müzesi, Seyit Rıza Parkı çokça ziyaretçi tarafından ziyaret edilmişti.
    Mayıs ayının son günüydü. Yağmursuz, güneşli, bir gündü.  İL KÜLTÜR VE TURİZM Müdürlüğümüz, Türk Mutfağını, Yöresel yemeklerimizi, tanıtan bir tanıtım etkinliği düzenlemişti. YERALTI Çarşısının üstünde düzenlenen etkinliğe, Sayın Valimiz, Vali yardımcılarımız, kurum Müdürleri, Tugay komutanı, halktan çokça katılım olmuştu. Yöremizde, mutfağımızda tanıdığımız, yemekler, sırayla dizilmişlerdi. Aynı şekilde sırayla dizili davetliler, yemeklerin tadlarına bakıyorlardı. Yoğun bir ilgi vardı. Tereyağından yapılmış zarafetler, Şirokodlar, tereyağı kokuyorlardı.
   Sayın Valimiz, beraberindeki heyetle, yöresel yemekleri tek tek ziyaret edip tadlarına bakıyorlardı. Karşılaştığım El sıkıştığım. Sayın Emniyet Müdürün, tayininin çıktığını örgendim. Ön yargısı olmayan, görevini yasalar çerçevesinde yürüten bir yöneticiydi. Yeni görevinin hayırlı olmasını diledik.
    Belediye iş hanının üstünde düzenlenen yöresel yemeklerimizi sergileyip tanıtan etkinlikte, özellikle bulunacağını umduğumuz, uzun zamandır göremediğimiz, görmek istediğimiz Sayın Belediye Başkanımız yoktu.
    Özlemi duyulan güneşli bir gündü. Yazlıklar, görücüye çıkmıştı.
Yöresel yemeklerin etkinliğine GENERAL ZENG de katılmıştı. Sayın Valimizle el sıkışan General ZENG, Valimize, ayaküstü köyünün sorunlarını dile getirdi. Sayın Valimizde,’ Köyün Muhtarını bana gönder.’Dedi.
   Merkezi, geniş, açık bir alanda KÜLTÜR Müdürlüğümüz, yöresel yemeklerimizi, tanıtım etkinliğinde,                                                                                       yemeklerimizle, halka, ziyaretçilerine, bol çeşitli, tereyağı kokan, yemeklerle, ziyafet çekmişti.
    Kültür Müdürlüğümüze teşekkür ediyoruz.