O Celal, bu Celal değilmiş!

Önceki gün Seyit Rıza Heykeli önüne bırakılan çelengin kendisine ait olmadığını söyleyen Yazar Celal Yıldız, yazılı bir açıklama yaptı.
Celal Yıldız, açıklamasında konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: “15 Mayıs Çarşamba akşamı saat sekizden beri bana telefon yağmaya başladı. Telefon eden dostlarımın anlattıklarına göre yazar Celal Yıldız Almanya’dan siparişle Dersim’de Sey Rıza’nın heykeli önüne bir çelenk göndertmiş. Ve bu çelengin üzerine “Dersim’in Onurunu Onursuz Öymen'e Teslim Ettiğiniz için sizi alkışlıyorum,” diye bir cümle yazdırmış. Yani hem Onur Özmen’i, hem CHP’ye oy veren Dersim halkını onursuzlukla suçlamış oluyorum. 
Bu açıklamadaki Türkçe gramer hatalarını görünce iyi ve saf bir niyetle belki isim benzerliğinden dolayı bir karışıklık olmuştur diyebiliriz. Hemen belirteyim ki, benim bu çelenk olayıyla uzaktan veya yakından hiçbir ilgim yok.
“Dersim Dile geldi” romanını ve bu romanın ilk sayfasında öz geçmişimi okuyan; benim 40 yıllık devrimci mücadelemi yakından tanıyan her insan bilir ki, Celal Yıldız yaptığı her eylemin arkasında durur ve savunur. Sıkıyönetimin askeri mahkemelerindeki dosyalar da bu tavrın ve bu dik duruşun belgeleri vardır. Ayrıca en tehlikeli günlerde Dersim-38 katliamını anlatan romanımı kendi ismimle Türkiye’de yayınlattım. Yine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dersim’i ziyareti esnasında Dersim-38 ile ilgili bildiriyi medya kuruluşlarına resmi ve sivil polislerin önünde ben tek başıma dağıttım. Bu tavrımda Tunceli’deki resmi ve sivil polis kameralarında kayıtlıdır. Kısaca bu güne dek yaptığım her eyleme sahip çıktım.
Ben yıllarca Avrupa demokrasisi içinde yaşayan demokrat bir insan olarak Dersimli seçmenlerin kullandığı oylara ve tercihlere saygısızlık, terbiyesizlik yapacak kadar cahil bir insan değilim. Bu kadar küçülemem.
Telefonla bana gelen haberlere göre Tunceli’de görevli polisler bu çelengin resmini çekmişler. Ve her ne hikmetse Zaman Gazetesi kendi sitesinde bu haberi hemen yayınlamış. Eğer polisler bu olayı ciddiyetle takip etmek istiyorlarsa; sokak kamaralarından bu “çelengi” kimin koyduğunu; çelengin hangi çiçekçiden alındığını bulabilir ve ayrıca internet veya telefon dökümlerinden bu çelengi kimin Almanya’dan sipariş verdiğini hemen rahatlıkla açığa çıkarabilirler. Her tarafın sivil polisle, askerle, sokak kameralarıyla dolu olduğu Tunceli gibi küçük bir vilayette eğer istenirse bu komployu açığa çıkarmak çok basit bir olaydır. Telefon dökümleriyle bile hemen bulunabilir.
  Ben 24 Nisandan beri Almanya’da değilim ki Almanya’dan sipariş vereyim. Bunu  uçak biletlerimle ispat edebilirim.
Eğer birileri Dersimliler ile Kürtler arasına nifak tohumları sokarak provokasyonlar yaratmak istiyorsa; bilinmelidir ki “Dersim Dile Geldi” romanının yazarı Celal Yıldız bu tuzaklara düşecek kadar saf ve toy biri değildir.
Devrimci, demokrat bir insan olarak şeriatçı gericilere oy vermeyen hem tüm demokrat Dersimlilerin, hem de tüm demokrat Kürtlerin seçim sandığındaki tercihlerini ve seçim zaferlerini yürekten kutluyor ve gelecekte daha büyük başarılar diliyorum.
Eğer bu çelengi siparişle oraya koyduran bir Celal Yıldız gerçekten varsa; umarım ki bu kişi bu eylemine dürüstçe ve yiğitçe sahip çıkarak tüm bu dedikodulara son verebilir. Veya polis isterse çelengi koyanı hemen tespit edip bu komployu açığa çıkarabilir. Aksi halde bu olayın üstüne gidip açığa çıkarmayan valilik ve polis teşkilatı zan altında kalır.
Eğer bazıları kasıtlı olarak halkla ile benim aramı açarak yakında baskıya verilecek olan Dersim 1514 Çaldıran’dan 1915 tehcir dönemine ait kitabımın satışını azaltmak ve engellemek istiyorsa bilmelidir ki “Dersim Dile Geldi” romanını okuyan dostlarım bu tuzağa düşmezler.
Ne biçim tesadüfse “Çelengin Dersim’de” heykel önüne bırakıldığı aynı gün internet ağım bozuldu. Ben haber sitelerini takip edemedim. Değişik sitelerde, Zaman ve radikal gazetesinde yapılan haberleri de geç duydum. Ve açıklama yapmakta bundan dolayı biraz geç kaldım. İnternetimdeki bu teknik engeli yeni hallettirdim ve hemen kamuoyuna duyuru yaptım.”