• BIST 9079.97
  • Altın 2323.777
  • Dolar 32.352
  • Euro 34.9268
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C
  • Tunceli 5 °C

Gencebay: En baba dede benim!

Gencebay: En baba dede benim!
Türkiye'de en çok seveni ve dinleyeni olan, çizgisinden hiçbir zaman taviz vermeyen Orhan Gencebay ile Babalar Günü'ne özel söyleşisinde 'İskele Babası değilim' diyor...

H.Salih Zengin'in haberi

"Ciddi görünsem de gırgır-şamata birisiyim, iskele babası değilim." diyen Orhan Baba, çocuklarına ünlü olmasından dolayı dışarıda yeterince sevgi gösteremediğini ama şimdi torunuyla rahatça dolaşabildiğini söylüyor.***

10 yaşında bile lakabınız 'baba' imiş. Doğuştan babasınız herhalde? (Gülüşmeler)

Çocukken arkadaşlarımı çok severdim, onlar da beni severdi. Samsun'da mahalle kültürü çok yaygındı. Mahallenin her şeyine sahip çıkmaktan tutun da yardımlaşmaya kadar her şey vardı. Bilek gücüm çok kuvvetli idi emsallerime göre.

 Bir kavga olduğunda 'Orhan'a çıksana' denilen kişiydim. Zorla kavgaya iterlerdi yani. Kavgadan hoşlanmamama rağmen olsa arkadaşımızın şerefini kurtarırdık. (Gülüşmeler) Baba Orhan derlerdi, sonradan Orhan Baba olduk.

Küçükken bile felsefi cümleler konuşurmuşum. 8 yaşında iken her şeyi bırakır, Âşık Veysel Baba'yı dinlerdim. Veysel Baba'nın sazının tınısı bile beni acayip etkiler, binlerce yıl öncesine götürürdü.

10 yaşında 'Kara kaşlı esmer yar'ı yazıyorsunuz. Bir çocuk için boyundan büyük cümleler değil mi bunlar?

Şekillenmemiş duyguydu o, komşunun kızına yazmıştım onu. (Gülüşmeler) O geleneği takip ediyorduk. Bu geleneğin zamanımızda icrası değişti, aşk ve vefa değişmez. Bunun temeli anne-babadır. Karşılıksız sevginin en büyük örneğidir onların sevgisi. Dolayısıyla insan nesli devam ettiği sürece bu sevgi kaybolmayacak demektir.

Sizin babanız nasıldı peki?

Harika insanlardı annem babam. Sevgilerini göstermezler ama çok severlerdi. Uykuda severlerdi. Bizden önce her nesil savaş gördüğü için bu insanlar normal değildir zaten. Her Babalar Günü'nde Süleyman Demirel'i ararım.

Babamın yadigarıdır. Babamı çok severdi. Telefona çıkardım. 'Naber Orhan Baba?' derdi. Ben ona baba, o bana baba derdi. O, büyükbaba artık. Pazar günü arayacağım, o geleneği bozmuyoruz.

Peki siz gösterdiniz mi çocuklarınıza?

Evet gösterdim ama benim özel bir durumum vardı. Tanınan biri olduğum için her yere çocuklarımla gidemiyordum. Ben her şeyi rahatlıkla yapamadım. İhmal değildi tabii bu. İki oğlum da bunu anlayışla karşıladılar. Torunumla şimdi babası, benim ilgilendiğimden daha farklı ilgileniyor. Torun sevgisi bambaşka bir şeymiş. Onda bütünleniyor herkes, orada odaklanılıyor.

Peki şimdi dede-torun sevgisini dışarıda rahatlıkla gösterebilir misiniz?

O bana dedeciğim dediği zaman çok mutlu oluyorum. Her şeyi yaparım. Bundan büyük mutluluk duyarım. Evvelce Orhan Abi idim, sonra Orhan Baba oldum, şimdi de Orhan Dede'yim.

En baba dede mi oldunuz yani?

Evet, en baba dedeyim. Ama benim gibi yapan bir sürü de dede vardır.

Size Türk müziğinin son dede efendisi de diyorlar...

İşin garibi, benim çeşitli lakaplarım vardır. 'Kont Orhan' derlerdi lisedeyken, 'Koca Yürek' derler. Yıllardan beri müzikten dolayı 'Dede Orhan' derler. Dede temeldir müzikte, benim de müzikte birçok getirilerim olduğu için dede oldum.

Hammamizade İsmail Dede Efendi'ye de bu yüzden demişlerdir, pirimiz o. Türk müziğinin gelişmesi için çok gayretim ve fikirlerim oldu. İcra tekniği olarak daha zengin bir sunum ortaya koydum, eser yapılarında yeni formlar oluşturdum.

Müziğiniz değişti ama baba imajınız, fiziğiniz hiç değişmedi yıllardan beri. Bu, çocukluktan taşınan bir imaj mı?

Ben de alıştım bu görünüme, herkes de alıştı, benimsendi. Şükrediyorum ki Yaradan'a, hücrelerim bu noktada bizi ne kadar götürecek bilmiyorum ama şimdilik iyi gidiyorum. 39 yaşımıza geldik (Gülüşmeler) ve devam ediyoruz. Bıyıkları kesemiyorum, çünkü 'bıyıksız Orhan Baba' olmaz diyorlar.

Sakal bırakıp dede olsanız?

Ne güzel olur, sakal bilgelikle örtüşür. Biz sakalsız dedeyiz. Başka gönülleri kırmamak için kendi gönlümü kırdım; by-pass oldum. Ama şikâyetim yok, şikâyetçi değilim.

"Şikâyetim Yaradan'a" diyorsunuz yani...

Ama Yaradan ne derse o olur. 'Batsın Bu Dünya'daki sözler kader ihtimalleriyle bağlantılıdır. Allah'a isyan olur mu? Her zaman O'na bağlıyız ve şükrederiz. Bilimsel kaderciyiz. Kader, batıl olamaz. Var olan katrilyonlarca her ihtimalin içindeki bazı ihtimallerde yaşarız.

Yaradan'ın sistemi bu. Bunları kendimize göre değerlendiriyoruz. 'Kaderin böylesine yazıklar olsun' derken içinde bulunduğumuz olumsuz ihtimali seçmiş olmaya şikâyet ediyorum. 'Kısmetimize bakar mısın?' demek bu. O kader ihtimalini de Yaradan'a şikâyet ediyorum.

Tek şikâyet mercii O. 'Şaşıran sen mi yoksa ben miyim bilemedim' derken yine muhatabım kader. Kadere sitem ediyorum. Allah'a saygısızlık yapmaktan korkarım, korkmak için korkmam.

Ben bilerek inanan biriyim, ne kadar biliyorsak işte. Ben Allah'tan iki şey istedim ama her şeyi istemişim aslında. "İyi bir eş ve iyi bir ölüm" istedim. 27 kez fiziksel olarak ölümle karşılaştım ama ölmedik. Yaradan'a teslimiyet için teslim olan birisiyim.

DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ!

Kaynak : haber7.com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim