Tunceli Barosu Başkanı Fatma Kalsen, Hükümet ile CHP arasında tartışma konusu olan Dersim olayları konusunda TBMM'de araştırma komisyonu kurulması ve Tunceli'ye Dersim adının iade edilmesi gibi 7 maddelik bir talepte bulundu.
Tunceli Barosu başkanı Fatma Kalsen, baroda düzenlediği basın toplantısında, son günlerin tartışma konusu olan, "Dersim olayları" ile ilgili taleplerde bulundu. Baro Başkanı Kalsen, Dersim olaylarının insanlık tarihinin en ağır dramlardan biri olduğunu belirterek, "Bu dram, bu coğrafyada yaşam sürdüğü sürece izleri kolay kolay silinemeyecek derecede acı ve ağırdır. Katliamın üzerinden 74 yıl geçmiş olmasına rağmen, halen yakınlarını ve yakınlarının mezar yerlerini arayan kişilerin olduğunu unutmamak gerekir. Unutulmaması gereken en önemli şey ise, yaşanan bu dramın siyasi polemiklere ve hesaplaşmalara kurban edilmeyecek ölçüde önemli bir sorun olduğudur" dedi. Dersim konusunda tartışmaya katılan taraflara ve hükümete de çağrıda bulunan Fatma Kalsen, dile getirdikleri 7 talebi şöyle açıkladı:
TBMM'DE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI
"TBMM'de Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Devlet arşivleri açılmalı, o dönemde yapılanlar ile ilgili gerçekler gün yüzüne çıkarılmalıdır. Toplu katliam yerleri ve idam edilenlerin mezar yerleri açıklanmalıdır. Kaç kişinin sürgün edildiği ve sürgün edilen yerler ve sürgün edilenlerin isimleri açıklanmalıdır. Evlatlık olarak verilen çocukların sayısı, kimlikleri ve kime verildikleri açıklanmalıdır. Devleti temsil eden kişi nezdinde TBMM'de özür dilenmeli ve bu acı paylaşılmalı, buna benzer dramların bir daha yaşanmasına müsaade edilmeyeceği vurgulanmalıdır. Dersim adı iade edilmelidir."
Baro Başkanı Fatma Kalsen, dile getirdikleri 7 talebin yerine getirilmesi durumunda, Türkiye'de demokrasinin güçleneceğini, insan hak ve özgürlükleri alanında önemli kazanımlar elde edileceğini ve toplumsal barış ile uzlaşmanın daha kolay sağlanacağına inandıklarını da söyledi. Abdullah Öcalan'ın avukatlarını da kapsayan son Kck operasyonlarını da değerlendiren Baro başkanı Kalsen, şöyle konuştu: "Hukuk ve adalet kuralları çerçevesinde yürütülen soruşturmalara haklı bir eleştiri yapmak mümkün değilse de, yaklaşık 10 yıldan beri devletin denetiminde ve gözetiminde bulunan bir kişi ile görevliler nezaretinde yapılan her görüşmenin ve her görüşme içeriğinden devlet yetkililerinin bilgisi bulunmasına ve teknik takibin yapılmasına rağmen, yıllarca beklendikten sonra yeni elde edilen bir delil gibi değerlendirilerek bir anda operasyon yapılması kuşkusuz soruşturmanın zamanlaması bakımından düşündürücüdür. Gözaltına alınan avukatlar ile ilgili soruşturma devam ederken, siyasi iktidar tarafından açıkça hedef gösterilen, peşinen suçlanan ve hatta hüküm verilen meslektaşlarımıza yönelik soruşturmanın sağlıklı yürütülüp yürütülmeyeceği konusunda kaygı duyduğumuzu ve süreci takip edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz."
