• BIST 10081
  • Altın 2945.964
  • Dolar 34.757
  • Euro 36.7352
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 3 °C
  • Tunceli 1 °C

Tarım Arazilerinin Satışına Hayır

Elifsu Dilek Sen

Memleketimizin kırsal alanda uzun zamandır devam eden dayatılmış bir yok oluş süreci yaşanmaktadır. Küçük köylülüğün tasfiyesi, kırsalın üretim araçlarına sermayenin el koyması, böylece tüm doğal kaynaklarımızın birer rant aracı niteliğine indirgenmesidir. Belediyenin asfaltı bahane ederek tarım arazilerini satışa çıkarması bunun sonucudur. Arazilerin kimler tarafından alınacağı, küçük çiftçinin açık olarak yapılacağı söylenen ihalelere açık açık katılamayacağı çok açıktır.

Küçük çaplı arayışlar bir tarafa bırakılırsa, tarımın toprak olmadan yapılamayacağı ortadadır. Üstelik ülkemiz topraklarının küçük bir bölümü nitelikli tarım arazisi konumundadır. Türkiye’de gıda güvencesi sorununu her geçen gün tarım arazilerini daha da önemli hale getirmektedir.

Tarım arazilerinin geri dönüşümü olamayacak şekilde tarım dışı kullanımı kısa vadede rant veya kazanç, uzun vadede ise fiyat ve destekleme politikasının olumsuz etkileri ile tarım topraklarının elden çıkması, telafisi olmayacak şekilde üretimde azalma ve buna bağlı olarak sosyal ekonomik olumsuzlukları beraberinde getirecektir. Tarım arazilerinin satışından elde edilecek gelirle yapılacağı iddia edilen asfaltlama çalışması görünüşte fayda getireceği düşünülürken uzun vadede zarar getirecektir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında da, tarımsal üretimin arttırılması için çeşitli önlemler alınmış ve yasal düzenlemelere gidilmiştir.1960’larda traktörün tarım alanlarına girmesi ve izleyen yıllarda kullanımının artmasına bağlı olarak tarım alanlarında bir genişleme dikkati çekmiş, özellikle 1980’lerde kullanılan yeni teknolojiler, sulama ve gübreleme imkânlarının geliştirilmesi tarım alanlarının kendi içerisinde dönüşümüne neden olmuştur.

Belediye'nin tarım arazilerinin satış yoluyla elden çıkarıyor olması büyük bir kamusal yıkımdır. Tarımsal alanlardaki satış yoluyla negatif değişim yaşanmaktadır. Hizmet ve sanayi alanlarının geliştiği kent alanlarının giderek daha fazla alana yayılması, öncelikle bu kent çevresindeki alanların tarım dışı amaçlarla kullanımını yaygınlaştırmıştır. Oysa ki, verimli tarım alanlarına sahip ülkenin gıda güvenliğini sağlayabilmesi, ekonomik olarak güçlenmesi için mevcut tarım alanlarını doğru değerlendirmesi gerekmektedir.

Yapısı itibariyle çoğaltılamaz nitelikte olan tarım arazilerinin amaç dışında kullanmak, satmak yerine temel gereksinimlerin kaynağı olması itibariyle niteliklerinin iyileştirilerek rasyonel bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

03.07.2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu 4. bölüm madde 9-10’a göre; “Arazi kullanımını gerektiren her türlü girişim ve yatırım sürecinde toprakların korunması, doğal ve yapay olaylar sonucu meydana gelen toprak kayıplarının önlenmesi; arazi kullanım planları, tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projeleri ile toprak koruma projelerinin uygulamaya konulması ile sağlanır.

Tarım arazileri, bu Kanunda belirtilen istisnalar hariç olmak üzere arazi kullanım planlarında belirtilen amaçları dışında kullanılamaz” denilmektedir. Madde 13’e göre mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz.

Tarımsal arazilerin miras ve satış yoluyla parçalanmasını önlemek ve tarım topraklarının tarım dışı amaçla kullanımını engellemek amacıyla 2014 tarihli 6537 Sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Gelinen noktada, tarım topraklarının hem satış hem de miras yoluyla mülkiyet devri konusunda Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın ilgili birimlerinden izin alınması ve bilgi verilmesi gerekmektedir. Bakanlık; asgari tarımsal arazi, yeter gelirli tarımsal arazi ve ekonomik bütünlük gibi arazi büyüklük sınırlılıkları dikkate alarak devir işlemine izin vermektedir.

Yasalarla Tarım arazileri korunurken nasıl oluyor da kamusal alanın en önemli aktörlerden Belediye tarım arazilerini koruması gerekirken satışa çıkarmak için karar almıştır. Dünya’da ve Türkiye’de, tarım topraklarının önümüzdeki yüzyılda artan öneminin sonucu olarak, kırsalda tarım arazilerinin satışının kısıtlanması artık kaçınılmazdır.

Ancak kişilerin ve kurumların sahip oldukları mülkiyet hakları kısıtlanırken sosyal adaletin de korunması gerekmektedir.

Toplulaştırma yoluyla edinilen ve son yasal düzenlemelerle Belediye'nin mülkiyetinde bulunan tarım arazilerinin satışı durdurulmalıdır.

Bu yazı toplam 36655 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim