9 kişinin katledilip topluca defnedildiği alanda inceleme yapılması talebiyle Tunceli Sulh Ceza Hâkimliği'ne başvuran Hüseyin Akgün, “Katliamdan benim ailem de nasibini aldı. Dersim’in taşı toprağı, dereleri yanı kısacası adım başı toplu mezarlarla, insan kemikleri ile dolu. Nereye adım atsan kemiğe basarsın. Bir haksızlık var ortada ve herkes hakkını aramak zorunda” dedi.
Türkiye’nin kanlı tarihinin sayfalarında yer alan Dersim katliamı, Dersimliler tarafından hala kabuk tutmayan bir yara… 1937-38 katliamında on binlerce masum insan katledildi, binlerce insan sürgüne yollandı, kız çocukları batıdaki ailelere evlatlık verildi, çok sayıda kadına tecavüz edildi, hamile kadınların karnı süngüyle yarıldı. Tüyler ürperten birçok olaya tanıklık eden tarihi hala kabullenemeyen Türkiye, katliamı isyan olarak değerlendirmeye devam ediyor.
Katliam sırasında Hozat İlçesi’ne bağlı Karabakır Köyü Seka Sure mevkiinde Baran ve Canan ailelerine mensup 24 kişi katledilmiş, 2014 yılında Baran Ailesi ataları için anıt mezar yapmaya başladığı anda kazdıkları alandan kemikler çıktı. Bunun üzerine aile tarafından Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı’na bölgede inceleme yapılması üzerine başvuruda bulunuldu. Başsavcılık 2 kez “kovuşturmaya yer olmadığına” ilişkin karar verirken dava Sulh Ceza Mahkemesine taşındı. Mahkeme mezarların açılması ve kimliklerin tespit edilmesi yönünde aldığı kararın ardından bölge de kazı çalışması başlatıldı. Kazılar sonunda 12 insana ait kafatası, yüzlerce kemik ile birlikte 2 muhtar mührü ve şahsi eşyalar bulunmuştu.
Bir Toplu Mezar Da Nazimiye İlçesi Dallıbahçe Köyü’nde!
Dersim’in her karış toprağı kefensiz insanların kemikleri ile doluyken sadece Bargini Köyü’nde değil, Halbori Kayalıkları ve Laç Deresi, merkeze bağlı Sinan ve Alacık köyleri ile Hozat'ın Saltık mevki Karaca Köyü ve Pülümür ilçesine bağlı Ali Abbas Parkı'nda da toplu mezarların olduğu biliniyor. Toplu mezarlardan biri de Nazimiye İlçesi’ne bağlı Dallıbahçe köyünde.
Hüseyin Akgün (67), katliam sırasında ailesinden aralarında bebek ve çocuklarının da bulunduğu 9 kişinin topluca defnedildiği alanda inceleme yapılması talebinde bulundu. Akgün, avukatı Cihan Söylemez aracılığı ile Nazımiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Başsavcılık, Akgün'ün talebini zaman aşımını gerekçe göstererek "kovuşturmaya yer olmadığına" hükmederken, Avukat Söylemez kararın kaldırılması için Dersim Sulh Ceza Hâkimliği’ne itirazda bulundu.
İtirazı görüşen Sulh Ceza Hâkimliği, Türkiye'nin daha önce benzer davalarda mahkum olduğuna atıfta bulunarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını da dikkate alarak mezarların açılması ve kimliklerin tespit edilmesi yönünde karar aldı.
‘Resmiyette 9 kişi diye biliyor aslında 12 kişi katledildi’
Konu ile ilgili konuşan katliam mağduru Hüseyin Akgün, “Dersim’de yaşanan katliam dünyanın hiçbir yerinde yaşanmadı. Bu katliamdan benim ailem de nasibini aldı. Dallıbahçe Köyü’nde her ne kadar resmiyette 9 kişinin katledildiği söylense de aslında 12 kişi katledildi” diyerek kadın, çocuk, yaşlı demeden Dallıbahçe Köyü’ne bağlı Avleşan mezrasında bir dere kenarında 12 kişinin katledildiğine dikkat çekti.
‘Gece yarısı babam ve amcam katledilen 12 kişiyi defnetmiş’
Akgün, babası ve amcasının gece yarısı katliamın yapıldığı dereye giderek cenazeleri apar topar dereden çıkartarak dere yakınında bir tarlada çukur açarak oraya defnettiklerini dile getirdi. Akgün, “Korkudan teker teker gömemiyorlar. O telaşla hepsini gömüp oradan uzaklaşıyorlar. Bu durumu avukatım aracılığı ile mahkemeye taşıdım. Mezarın açılması için başvuruda bulunduk fakat olumsuz yanıt geldi. Davanın peşini yine bırakmadık, Dersim Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurduk ve kazandık. Yılların acısını, ızdırabını çekiyoruz. Kemik tespitinin yapılmasını ve atalarımı inancımıza göre defnetmek istiyorum” dedi.
‘Atalarınızın, akrabalarınızın mezarlarına sahip çıkın’
“Dersim’in taşı toprağı, dereleri yanı kısacası adım başı toplu mezarlarla insan kemikleri ile dolu. Nereye adım atsan kemiğe basarsın” diyen Akgün, 10 binlerce insanın suçsuz günahsız yere katledildiğini, resmi kayıtların hiçbiri gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. Akgün konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Katliam mağduru ailelere sesleniyorum! Atalarına, yakınlarına sahip çıksınlar. Bir haksızlık var ortada, herkes hakkını aramak zorunda. Kimsenin kimseden çekinip korkmasına gerek yok. Mezar tespitleri varsa hukuksal yollara başvursunlar. Yaşatılan katliam aydınlığa kavuşsun.”
Sevinç Zelal Ataş
