• BIST 10319.96
  • Altın 2465.437
  • Dolar 32.2606
  • Euro 35.0379
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C
  • Tunceli 9 °C

İçimizdeki Dışarıya Aynı Renkte Çıkar mı?: Duyguları İfade Etmek

Klinik Psikolog Dr.Kahraman Güler

İnsanın bu hayatta çözmesi gereken bilmecelerden belki de sadece birisi bu.

Duygularımızı ertelediğimizde ya da görmezden geldiğimizde daha kolay olacak zannedebiliriz. Ancak varlığı kabul edilmeyen duygular yok olmakla kalmayıp, bir de üstüne kontrolü elimizden alıp çıkmazlara götürebilirler. Öfke örneğin, bu duyguyu sıkça yaşayan birisi öfkeli olduğunu kabul etmez ve sorunu hep dışarda ararsa duygunun kaybolması mümkün değildir. Hatta öfkesinin yıkıp geçtiği insanlar ondan uzaklaşabilir. Bu da yaşanan duygunun daha da güçlenmesine, kontrolünün zorlaşmasına sebep olabilir. Ama unutmamak gerekir ki her şeyin bir miktarı iyidir, öfkenin de..

Çok açıktır ki, insan duyguları olan bir varlıktır. Duygular, düşünceleri oluşturur ve zamanla davranışlara dönüşür, bazı düşünceler de yeni olumsuz duygular yaratabilir. Olumlu ve genel itibariyle mutluluk verici birçok duygu yaşarız. Sevgi, heyecan, cesaret, güven, keyif ve huzur gibi duygular olumlu duygular arasında yer alır. Bu olumlu duyguları yaşamak, bize bu duyguları hissettiren senaryoların içinde olmak, istenilen bir durumdur.

Ancak kaygı, korku, utanç, bıkkınlık ve nefret gibi olumsuz duygular da bizlerin zaman zaman yaşayabileceği duygular olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu duyguları reddetmek ve elimizde olsa hiç hissetmemek isteyebiliriz. Ancak bu, çok da işlevsel bir tercih olmayabilir. Bazen iyi ve kötü duygular birbirine karışır, günlük yaşamda dengemizi bozarlar. Gelin beraber bir düşünelim;


ADVERTISING

Örneğin, insanların onunla alay ettiğini düşünen ve öfkelenen birisi bunun sonucunda etrafına zarar verebilir.
Örneğin, insanların onunla alay ettiğini düşünen ve öfkelenen birisi bunun sonucunda etrafına zarar verebilir.
İnsanların onu sevmediğini düşünen birisi, kendini mutsuz hissedebilir ve sosyal hayata atılmaktan geri durabilir. Duyguların bizleri etkilediği örnekler yazmakla bitmez. İstediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Fakat yine de duygular bizi yorsa bile yoklukları daha zarar verici olabilir. Öfkeyi, hüznü hissetmemek kulağa güzel bir seçenek gibi gelse bile, olumsuz duygulara da en az olumlu, mutluluk verici duygular kadar ihtiyacımız vardır. Çünkü duygulardan yoksun olmak, kendini ifade edebilmenin önüne geçer. Kişisel sınırlarımız geçildiğinde gerilebilir, kızabiliriz. Bu durum bizi, sınırlarımızı karşı tarafa açıklama amacıyla harekete geçirecektir. Ya da değer verdiğimiz bir insanla aramız iyi olmadığı zaman hissedilen hüzün, sosyal ilişkimizi düzeltmek için bizi tetikleyecek, ilişkimizi toparlayabilmek adına harekete geçmemize neden olacaktır.

Buradan çıkarılacak sonuçları şöyle sıralayabiliriz;

· Bireyin ilk etapta duyguyu tanıması ve kendisinde aktif olan duyguları ayırt etmesi gerekir.

· Duygular, düşünce ve davranışları etkileyen bir ruh halidir.

· Duygulara sihirli bir el değerek onları bir anda yok edemez.

· Pozitif duygular kadar negatif duygular da kullanışlı olabilir. Önemli olan onlarla nasıl baş edeceğimizi bilmektir.

· Duygularla baş etmek için öncelikle varlıklarını kabul etmek gerekir.

· Hissedilen ancak inkâr edilen duygular ortadan kaybolmaz ve inkâr, duygular üzerindeki kontrol gücümüzü zayıflatarak içinde bulunulan durumu daha da zorlaştırabilir.

Duygular Sağlıklı Nasıl İfade Edilebilir?
Duygular Sağlıklı Nasıl İfade Edilebilir?
Duygunuzu ifade edemiyorsanız yoğun bir inkâr içinde olabilirsiniz. Öncelikle sakin olun ve derin bir nefes alın. Duygularınızı ifade etmekten sizi alı koyan şeyin ne olduğunu bir düşünelim. Hissettiklerinizi söylediğinizde reddedilmekten “korkuyor” olabilirsiniz. Belki de söylediklerinizin önemsenmeyeceği düşüncesi sizi “kaygılandırıyor” olabilir. Kim bilir belki de duygularınızı ifade etme fikri size çok yabancı çünkü, büyürken hiç buna teşvik edilmediniz. Bu yüzden kendini ifade etme fikri dahi sizde “şaşkınlık” hissi uyandırıyor olabilir. Sizlerin de gördüğü gibi esas duygularımızı ifade etmekte zorlandığımız zaman bile duygular peşimizi bırakmıyor. Üstüne bir yenisi daha eklendikçe ekleniyor. Öyleyse bence duygulardan kaçmak mümkün değil diyebiliriz. Gelin en iyisi biz bu duyguları nasıl ifade ederiz onu konuşalım.

Duygular, çoğu zaman bedenimizde tepkilere yol açarlar. Heyecanlanınca midemiz ağrır, korkunca kalbimiz çarpar, utanınca yüzümüz kızarır, neşeli olunca gülümseriz. Elbette ki bu tepkiler kişiden kişiye farklılık göstermektedirler. Bize ait olan tepkileri gözlemlemek ve kabul etmek, duyguların yaratabileceği etkileri kabullenmek için iyi bir adımdır. Bu nedenle duyguların, bedenimizde yarattığı etkilere kulak vermek faydalı olacaktır. Bu etkileri de kabullendik. Sırada ne var?

Hissettiğimiz duyguların bizde yarattığı etkiyi nasıl dışa vurduğumuz, aslında o duyguyla baş etme yöntemimizi de anlatıyor. Öfkelenince sakin kalmak için kendimize zaman mı veriyoruz yoksa etrafımıza zarar mı veriyoruz? Hüzünlenince toparlanmak için çaba mı gösteriyoruz yoksa hüznün bizi içine çekmesine izin mi veriyoruz? Ya da mutlu olduğumuzda bunu doyasıya yaşamak için kendimize fırsat mı veriyoruz yoksa her an ters bir şey olabilir diye düşünüp andan uzaklaşıyor muyuz? Tüm bunlar duygularımızın bir çeşit ifade biçimi aslında. Belirli davranışlarla bir şekilde kendimizi ifade ederken, bu ifadeyi cümlelere dökmek konusunda sorun yaşıyor olabiliriz. Yine de unutmamak gerekir ki, duygular bedenin içine sıkışıp kalırsa, çatlaktan sızan su damlası misali mutlaka bir ara bir yolunu bulup dışarıya çıkacaktır. Ancak bu sefer ne zaman bunun olacağı konusunda çok da bir kontrolünüz olmayabilir. En iyisi, kontrol bizdeyken bunu cümlelere dökmek. Verdiğiniz tepkilerden memnun değilseniz kendinize, “nasıl bir tepkinin daha ideal olabileceği” sorusunu yöneltebilir, iç dünyanıza küçük bir bakış atmayı deneyebilirsiniz.

Bu yazı toplam 1355 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim