• BIST 8718.11
  • Altın 2245.316
  • Dolar 32.3297
  • Euro 35.1766
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C
  • Tunceli 5 °C

COVID-19’un Gölgesinde Yeni Eğitim Öğretim Yılı: Bir Bakış

Sabit MENTEŞE

Bu yıl yani 2020-2021 eğitim öğretim yılı pandemi haline gelen COVID-19’u gölgesinde 21 Eylül’de önce Millî Eğitim Bakanlığına, akabinde 1 Ekimde yükseköğretime bağlı okulların açılmasıyla bu kez yüz yüze yerine sanal olacak şekilde Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda Eğitim Bilişim Ağı (EBA), Canlı Sınıf Uygulamaları ile EBA TV (İlkokul, Ortaokul ve Lise) yoluyla uzaktan eğitim başlaması beklenmektedir. Yüksek öğretimde alınan karar gereği güz yarı yılında öğretimin tümü sanal ortamda yapılışı ile ilgili alt yapı çalışmaları devam etmektedir.

83 milyon nüfusun yaşa, eğitim düzeyine, iş ve istihdam ve gelir düzeylerine göre bir tasnifi yapılmak istense, rakamların dili olsa da konuşsa. Eğitim ayağına bakıldığında Türkiye’de okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan öğrenci sayısı 18 milyon 108 bin 860; Lise sonrası yüksek öğretimde ise 7 milyon 940 bin 133 öğrenci öğrenim görmektedir.  Toplamda bu sayı 26 milyondan fazla öğrenciye denk gelmekte. Yine bu eğitim kademelerinde görev yapan 1 milyon 77 bin 307 Milli Eğitim ve   174 bin 494’ü yüksek öğretim kurumlarında olmak üzere toplamda 1 milyon 251 bin 801 öğretim elemanı görev yapmakta. Bu sayı küçümsenir bir sayı değil. Ancak böylesine genç ve muazzam insan kaynağına sahip bir ülkenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik ve kültürel durum tartışmalı. Nedenleri çok ve çeşitli olmasına karşılık en önemli nedenlerinin başında izlenen eğitim politikalarının tam istihdama ve olması gereken geleceğin insan kaynağı yetiştirmeye yönelik olmamasıdır. Temel eğitimde verilenler eleştirel bir düşünmeden uzak.  Sadece AK Parti hükümetleri döneminde eğitimde hem bakan ve hem de politika değişimi o kadar çok sayıda olmuştur ki, değişiklikleri dahi takip zorlaşmıştır. Salt eğitimin okul yöneticisi ayağında yapılanlara bi bakın, yeter ve artar bile. İşin içine siyasi kayra ve iktidarın bencil ve beni girdiğinde ülke geneli yerini mevcudun kendi hesabı girer ki, bu hesap ise Şam’dan döner.

Ortaya çıkan tablo karşısında alınan önlemlere bakıldığında alternatifi çeşitlendirecek özel bir durum yok. Görünen bireylerin bireysel öğrenmede yüz yüze    yerine, sanal ortamda teknolojiyi kullanarak kendi kendilerine öğrenmenin giderek etkin duruma gelerek, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine göre her öğrencinin aynı imkân ve olanaklara sahip olacak şekilde teknolojiyi kullanarak ve içinde yaşadığı aile ortamında edinebilir mi sorunudur. Gelir ve diğer imkân ve olanaklara bakıldığında yüz yüze eğitim durumunda yaşanan eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliğinin bu kez sanal ortamda yapılacak eğitim ile artarak devam eder olmasıdır. Dolayısıyla ilgili kamu kurumlarının eğitimde ortaya çıkan bu yeni durum karşısında tüm öğrencilerin eğitimde eşitlik ilkesine göre yararlanabilecekleri ortamları oluşturmaları gerekmektedir.

Sözgelimi her çocuğun aile ortamında bireysel çalışma ortamı ve söz konusu eğitimi takip edebileceği teknik ve teknolojik imkanlara sahip bulunmakta mıdır? Yine her aile öğrencilerine aynı miktarda rehberlik edebilecek donanıma sahip midir?

Anlaşılan eğitimde yeni sorunlar ve bunların neler olduğu önceden kestirilerek çözümlerinin bulunması gerekmektedir. Bu ise salt bir kamu kurumunun değil, toplumsal ortak birlikteliği ile başarılması mümkün görünmekte. Çünkü eğitimde özellikle ilk ve orta öğretimde ipin ucu bir kaçtı mı, yani öğrenilmesi gereken giriş bilgileri yeterince ve gerekli nitelikte alınmadı mı,  sonraki öğrenmeleri güdük kalır ve o öğrenci için eğitim ayağında başarılı olması şansı da ortadan kalkmış olur.

Tüm herkese ve her kesime güzellikler yanında,

Tüm öğrencilerimizin eğitim yaşamlarında başarı dileklerimle

 

 

 

 

 

MEB tarafından "Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2018-2019" verileri açıklandı. Buna göre, Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde, 9 milyon 394 bin 125'i erkek, 8 milyon 714 bin 735'i kız olmak üzere toplam 18 milyon 108 bin 860 öğrenci örgün eğitim alıyor.

Örgün eğitimdeki öğrencilerden 15 milyon 88 bin 592'si resmi, 1 milyon 440 bin 577'si özel ve 1 milyon 579 bin 691'i ise açık öğretim kurumlarında okuyor.

 

Bu yazı toplam 76372 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim