• BIST 10319.96
  • Altın 2465.437
  • Dolar 32.2606
  • Euro 35.0379
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 8 °C
  • Tunceli 6 °C

Stabil Olmayan durumların ve Koşulların İnsanlara Etkileri

Klinik Psikolog Dr.Kahraman Güler

 

Hava kurşun gibi ağır…

Gün içinde sürekli değişen ülke gündeminin hızına yetişemezken pandemiyle birlikte daha hızlı değişmeye başladı. 7’den 70’e artık ülke gündemine ve ekonomisine hâkim millet olduk. Ne kadar uzak kalmaya çalışsak da eğlenmek ve sosyalleşmek için gittiğimiz mekanlardaki menü fiyatları, yükselen enflasyon ile edindiğimiz ekonomi bilgimiz bizi ülke gündeminin dışında bırakmıyor. Bu bağlamda da sistematik felaketler ülkesi Türkiye’de mental sağlığımızı korumak güçleşiyor.

Günümüz sorunları o kadar çok ki hangi birinden başlayıp yorum yapmalıyız? Hangi yaramızı onarmalıyız? Kaça bölünmeliyiz? Kaçını önemseyip kaçını yok saymalıyız?

Bu seçim yapma hissi bile bizleri mental anlamda yoruyor. İnsani duygularımız ile sürekli savaş içindeyiz. Sosyal ve siyasi kamplaşmanın bile üzerimizde gereksiz ağırlığının sorumluluk duygusu bile bizlere atfedilmiş. 

Dönemsel olarak seçimlerin yapılmasının bir amacı var. Ülkenin sorunlarını halk yerine halkın vekillerinin ve kabine kurulunun düşünüp halkın yararına olacak şekilde sonuçlandırması gerekiyorken eksik kalan hizmet sonucunda halk bunu kendine görev edinmiş durumda. Mesela artık kahvehanelerde işsiz güçsüz insanlar değil. Birer ekonomistler, hukukçular, psikologlar ve akademisyenler var. Artık ülkede uzmanları dışında herkes her şeyi biliyor hale geldi. 

Kötü politika ve dilin hâkim olduğu yönetimin sonucunda kontrolsüz göç ve ayrışma, sosyal ve siyasi kutuplaşmaya neden oluyor. Sağlık hizmetlerinde krizler, beyin göçleri, okuduğunu anlamada son sıralarda olmamıza neden olan kötü eğitim modelimiz, eskiden ilk 500’ler de bulunan üniversitelerimizin artık adını listelerde olmayışı, dünya verilerinden de gördüğümüz üzere yolsuzlukta ve kara para aklamada yükselen ve gri listeye alınan bir ülke oluşumuz, büyük ekonomik krizle birlikte hayat pahalılığı, fakir olan halk daha da fakirleşiyorken zengin daha çok zengin olan ülke haline geldik.

Bankalar rekor kâr oranları açıklıyor. Pasta dilimi banka işçilerinin değil başlarındakilere pay ediliyor. Çocukluğumuzda evde bulunan kuru bakliyat ve meyvelerle tarım ülkesi olduğumuzu gösteren haritalar yapardık. Şimdi ise ağlayan ve geçinemediği için hayat pahalılığını daha çok yüzümüze vuran metropol şehirlere taşınan çiftçileri görüyoruz. 

Konut ve kiraların yükselmesi gençlerin özel alanlarından feragat edip paylaşımlı odalarda veya insani yaşam standartlarının altında olan yerlerde yaşamak zorunda kalması istek ve arzularının önemsenmemesinden dolayı giderek öz saygılarının azalmasına neden olmaktadır. 

Bu kadar iç karartan olaylar yetmiyormuş gibi yaşam tarzına müdahale ülkemizde pandemiyle birlikte daha popüler bir hal aldı. Konser ve festival yasakları pandemi döneminde makul bir zemine oturtulurken şimdi her şeyin serbest olduğu ülkede bu yaptırımların çok bariz yaşam tarzına müdahale olduğu görüşü nettir. Gençlerin eğlenmeye alan bulamadığı bu ülkede mental sağlıklarının sağlam kalması neredeyse imkânsız görünüyor.

Gençlerin güven duygusu neden sarsıldı?

Gençlerin sosyal medya ve internet kullanımı Türkiye’de yaygın olmasının en olumlu yanı istenilen bilgiye anında ulaşabilmeleridir. Gençler artık rivayetlere değil kaynaktaki bilgilere ulaşıyor. Özetle uzaklar uzak değil gerçekler ulaşılmaz değil. Birim fiyatlar, öğrenci hakları, yaşam standartları, sosyal devlet, insan hakları, eşitlik, demokrasi, ahlak ve etik gibi bütün durumlara dünyanın diğer ucundan şahitlik ediyorlar. Kendilerinin konumundaki bireyler cep harçlıklarıyla dünyayı gezip dolaşıp tecrübe ediyorken onlar sadece internet aracılığıyla bu bilgilere ulaşabiliyorlar. Bu da onların başkalarıyla kendisini kıyaslayarak değersizlik duygusuna kapılmasına neden oluyor. Bir insan kendini diğer insanlardan daha aşağı ve değersiz görmesiyle düşen hayat kalitesi de psikolojik bir yıpranmadır. 

Bu yazı toplam 1512 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim