• BIST 9668.36
  • Altın 3996.585
  • Dolar 38.8091
  • Euro 43.2885
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 19 °C
  • Tunceli 18 °C

Avrupa Dersim İnisiyatifinden Dersim tepkisi

Avrupa Dersim İnisiyatifinden Dersim tepkisi
Dersim katliamı ile ilgili tartışmaların partiler arası politik malzeme yapılmasına tepki gösteren Avrupa Dersim İnisiyatifi yazılı açıklama yaptı.

Dersim katliamı ile ilgili tartışmaların partiler arası politik malzeme yapılmasına tepki gösteren Avrupa Dersim İnisiyatifi yazılı açıklama yaptı.
CHP Dersim milletvekili Hüseyin Aygün'ün açıklamasıyla gündeme oturan 1937-1938 olaylarının, karşıt görüşlüler ve siyasi partiler arasında politik malzeme yapılmasının Dersimlileri derinden rencide edildiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ Kamuoyunun gündemine oturan Dersim 37/38 Katliamı ile ilgili  tartışmalar,  karşıt görüşlerin ve partiler arası birbirlerini politik olarak  alt etme aracına dönüşmüş durumda. Dersimde yaşanan bu soykırım ahlaki ve insani kriterler hiçe sayılarak partiler arası politik bir malzeme yapılması, biz Dersimlileri derinden rencide etmektedir. Dersimliler tarihin bu barbarlık sayfasını açığa çıkarmak için ısrarla sürdürdükleri mücadele, inkara, yok saymaya  rağmen zaman içerisinde devletin yarattığı resmi ideolojisini ezip geçti. 74 yıldır kapalı tutulan, yok sayılan, tartışılması, konuşulması yasak olan, Dersim 37/38 Soykırımını bugünkü aşamaya getirmek için bir  çok bedeller ödendi. Bu süreç, Dersim Kurumlarının, Demokrasi Güçlerinin, Sosyalistlerin, Devrimcilerin, Aydın, Sanatçı ve Yazarların uzun bir dönemden geçen ısrarlı mücadele ve çabaları sonucunda bir olgunluğa kavuştu. Bütün bu gerçekliği göremeyip, bu sorunun gündeme gelmesini zaman zaman yapılan ferdi çıkışlar olarak ifade edilmesi, toplumsal arka plan ve duyarlılığı fark etmeden, baştan bir yanılgı içine düşmüş oluruz.  Çünkü dersimlilerin gösterdikleri bu ortak refleks; kollektif toplumsal hafızanın, sosyal psikolojinin, acıların ve yaşanan derin travmanın sonuçlarıdır. Dersim kültürü, etnik kimliği, dili ve dini inançları bakımından bulunduğu coğrafyada farklı özellikler taşıyan, bu farklılık nedeniyle de Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından sistematik olarak yok edilme siyasetiyle karşı karşıya kalan bir bölgedir. Bu bölgeyi yok etmek için onlarca askeri ve siyasi raporlar hazırlandı ve planlar yapıldı.  Gerek Devlet yöneticileri ve gerek  medya olmak üzere herkes 1937-38 de Dersimde bir katliamın olduğunu kabul etmektedir.  Ancak tartışmanın  asıl ekseni Atatürk ve İnönü’nün bu katliamın sorumluları olmadıkları  yönünde, özelikle CHP tarafından yoğun bir çaba sarf edilmektedir. Buna karşı  enerji ve direncin nedeni ise  katliamın asıl sorumlusu TC. Devletini aklama çabasıdır. TC. Devletini, kuruluş felsefesi olan, Kemalist Cumhuriyet ideolojisinin itibarsızlaşacağı ve simgesi Atatürk'ün bu katliamdaki rolünün bilinmesi, bilinçli bir şekilde istenmiyor ve engellenmeye çalışılıyor. Gerçekleri bütün çıplaklığa rağmen gizleme çabası ve refleksi anlamsız bir çabadır. Çünkü açıklanan onlarca belge bulunmaktadır. Ayrıca on binlerce insanın planlı katledildikleri bir soykırımda, birinci derecede sorumlu olanlar çok doğaldır ki Cumhurbaşkanı, Başbakan, ve yönetici kadrolarıdır. Bu konuda dönemin Malatya Emniyet Müdürü İ.Sabri Çağlayangil'in itiraflarından da anlıyoruz ki; Atatürk'ün ''Bu meseleyi kökünden hallediniz'' dediğini biliyoruz. Ayrıca, Dersime Askeri Vali olarak atanan General Abdullah Alpdoğan'a ''bütün ordu iştirak etsin, bu Dersimi temizleyin'' emrini verdiğini Çağlayangil'den açıkca ve net olarak öğreniyoruz.  Bu itirafların devamında İ.Sabri çağlayangil ''Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden, Bunlar fare gibi zehirlendi. Yediden yetmişe Dersim'lileri kestiler. Kanlı bir harekat oldu, Dersim davasıda bitti'' diyor. Dersim Soykırımı 1926 yılından itibaren, her yıl hazırlanan özel raporlarla adım adım planlanarak yapılmıştır. Bunun böyle olduğunu, Dersim üzerine araştırma yapan taraflı, tarafsız yazarların hepsinin belgelerinde görebilmek mümkündür. Cumhuriyet Devleti'nin kuruluş felsefesi olan ırka dayalı ulus devlet anlayışının ''Siyaset Belgesi'' niteliğindeki  1925 de hazırlanan''şark ıslahat Planı''  ruhunda ve mantığında anlamak  mümkündür. Bu planın özünü  ve özetini İsmet İnönü aşağıda aktaracağımız cümlelerle ifade etmiştir.  ''Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları mutlaka Türk yapmaktır. Türklüğe ve Türkçülüğe muhalefet edecek unsurları kesip atacağız.''
1935 yılında mecliste '' Tunceli Kanunu'' diye çıkarılan ve Dersim Soykırımını resmi olarak onaylama niteliğindeki yasa İsmet İnönü'nün Başbakanlığı döneminde çıkartılıp, uygulanmaya konmuştur. Bu sözlerden de açıkça anlaşılacağı gibi, Devletin Dersim'de ''Türk ve Türkçü'' olmayanları kesip atması, katletme planlarını 1925'den itibaren adım adım planladığını ortaya koymaktadır. Atatürk ve İnönü bu katliamın birinci derecede planlayıcıları, aynı zamanda uygulayıcılarıdırlar.
İsmet İnönü'nün 1937 yılında başlattığı  bu katliam sürecini, 1938 yılında Başbakan olarak Celal Bayar devam ettirmiştir. Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Komutasında, Kazım Orbay ve Vali-Komutan-Müfettiş olarak atanan Abdullah Alpdoğan bu harekatın bir fiil komutanı ve uygulayıcısıdır.
Tarihsel gerçekler bu kadar açık ve net bir şekilde belge, tanık ve kanıtlarıyla orta yerde dururken, AKP hükümetinin Dersim Soykırımını istismar ederek CHP tabanından alabileceği oyları hesaplayarak, bu katliam üzerinden ranta dönüştürme çabaları boşunadır. Aynı şekilde Ana muhalefet partisi CHP`nin de katliamdaki sorumluluğunu kabul ederek kendi kirli tarihiyle yüzleşeceği, sorumluluğunu ortaya koyacağı yerde, CHP içinden bir gurubun yapmış olduğu açıklamalarından dolayı, Dersim CHP milletvekili Hüseyin Aygün`ü istifaya çağırmaları,  suçlamaları  tamamıyla yüz kızartıcı bir tutumdur.

Bizler Avrupa Dersim inisiyatifi olarak;

1. Dersim 37/38  katliamı gibi toplumda derin acılar ve izler bırakan soykırım arşivlerinin açılarak Toplumun gerçekle yüzleşmesinin sağlanması.
2. Devletin bu katliamdan dolayı Dersimliler başta olmak üzere, bütün insanlıktan özür dilemesi.
3. 1938´de evlatlık verilen yada dönemin yetkililerince kendi üzerlerine kaydedilen Dersimli yetim çocukların listelerinin açıklanması.
4. 15. Kasım 1937 yılında Elazığ Buğday Meydanında idam edilen Dersim  halkının önderlerinin  mezar yerleri ve toplu katliam yerlerinin kamuoyuna açıklanması.
5. Dersim soykırımında rolleri olan devlet yöneticileri ve görevlilerinin insanlığa karşı suç işlemek fiilinden yargılanmaları.
6. Dersim katliamına katılan devlet yöneticilerinin rollerinin açıklanması ve bu katliamda rolleri olan devlet yöneticilerinin  isimlerinin verildiği dersimdeki kurum kuruluşlardan kaldırılması.
7.Sürgüne gönderilen dersimlilerin yasal, hukuki  haklarının iade edilmesi ve yaşadıkları mağduriyetlerin insan hakları evrensel bildirgesinin kriterlerine ve uluslararası hukuk normlarına  göre giderilmesi.
8.Dersim katliamına katılan pilot Sabiha Gökçen`nin isminin verildiği Hava Limanından kaldırılması.
9.Dersim coğrafyasını yok etmenin bir parçası olarak ele alınıp uygulamaya konulan,Munzur ve Harçik suyu üzerindeki Barajlar Projesi durdurularak iptal edilmesi.
Bu taleplerin yapılabilinmesi için AKP Hükümeti ve ana muhalefet partisi CHP  mecliste yasa teklifi vermelidirler.  Bu yasal düzenleme ile birlikte aydınların, ve tarafsız akademisyenlerin de katılacağı,  1937-38 de Dersimde yaşanan soykırımın bütün boyutlarını objektif değerlendiren, açığa çıkaran “Gerçekleri araştırma komisyonu” kurulması talebimizi Kamuoyu ile paylaşıyoruz .

Avrupa Dersim İnisiyatifi

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim