• BIST 10166.68
  • Altın 2390.665
  • Dolar 32.3676
  • Euro 34.6997
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • Tunceli 17 °C

TOPRAK OLUP DAYANMAK

YILMAZCAN ŞARE

Saat hayatı geçeli 17 dakika oldu. Bir baştan öbür başa titreyen toprak ve kar simsiyah çığlıklara boyandı. “Yetişin!” dendi yetişilemedi. Saat sabahın dördünü geçip gitti. Binalar beton, betonlar soğuk, soğuklar buz kesti. Önce ayakta kopan çığlıklar sonra derin dehlizlerde cılızlaştı. Yer üstündeydi beton ve beton içindeydi insanlar. Ne beton ayakta kaldı ne de insanlar. Sabahın alacasından soğuğun karanlığına gömülmüş el ayak buz kesmiş. İçerisi dışarı dışarısı yok. Ne öncesi bilinmiş ne de sonrası hesaplanmış. Öyle olduğu gibi yani ve sanki hep öyle gerçeğe aykırı duracakmış gibi. Ölenler nasıl öldüler? Ne kadar dayandılar? Ve ağır ağır ölürken ne düşündüler ve ne düşlediler. Umut nereye kadardı? Işık ne kadar? Çığlık ne? Ne kadar rahat değil mi on binlerin telaffuzu. Bir çırpıda söyleyiverir insan. Ya birer birer sayılsa ve her biri bir can. Bir hayat bir bağ bu dünyaya. Kimi anne, kimi baba, kimi evlat. Kim çeker bunca vebali? Bu günah kimin? Kusur kimde? Giden kim? Kalan kim? Yıkılıp gitti her yanımız. Devrilip gitti, kavrulup gitti. Bir baba ile kesildi kolumuz. Kırıldı parmaklarımız. Ucunda ölü bir evlat eli ile. Saatlerce orada oturup ölü kızının elini tutup bırakmayan o babanın çaresizliğiydi bizim de çaresizliğimiz. Bir motosiklet ile taşınan cesedimizdi. " Arapça konuşursam bizi kurtarmazlar” diye fısıldayan insani korkumuzdu. Enkaz altında çekilmiş video ile ölmeden helalleşmeye çalışan insani yanımızdı ve çırılçıplak Anadolu’ydu işte.

“Utanırım,

Utanırım fukaralıktan,

Ele, güne karşı çıplak...

Üşür fidelerim,

Harmanım kesat.

Kardeşliğin, çalışmanın,

Beraberliğin,

Atom güllerinin katmer açtığı,

Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,

Kalmışım bir başıma,

Bir başıma ve uzak.

Biliyor musun? " Ahmet Arif in dediği gibi Anadolu insanı işte. Bir parça ekmeği almaya utanan adamın yutkunan acısıydık. Seferber olmuş evini barkını unutup başkalarının yaralarını sarmaya koşmuş insan seli. Anadolu insanı işte. Acıya yutkunan küllerinden var olan. Ve yine Ahmet Arif in dediği gibi " Öyle yıkma kendini,

Öyle mahzun, öyle garip...

Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada,

Yürü üstüne - üstüne,

Tükür yüzüne celladın,

Fırsatçının, fesatçının, hayının...

Dayan kitap ile

Dayan iş ile.

Tırnak ile diş ile

Umut ile sevda ile düş ile

Dayan rüsva etme beni." Acıyı bal eylemiş insanlar. Bu felaketin de felaketinin içinde. Yürek nasıl dayansın bunca acıya? Ama dayanmak zorunda insan. Tıpkı çocukken bir cuma namazı çıkışı babası gözlerinin önünde öldürülen Yazar Yaşar Kemal in dediği gibi “Demir olsam çürürdüm, toprak oldum da dayandım.” Toprak olup dayanmak çok zor ama Allah güç ve kuvvet versin, dayanma gücü ve sabır versin. Başka ne denir ki...

Bu yazı toplam 19273 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim