İngiliz Başbakanı Lloyd George demişti ki “İmanımızla biliyoruz ki uygarlığın en yüksek ölçüsü, başkaları için fedakarlıkta bulunmaya gönüllü olmaktır.” Bu şiarı tertemiz zihinlerinde ve yüreklerinde taşımış ve IŞİD isimli soysuzlar çetesine karşı insanlık ve kurtuluş savaşı veren Kobani halkı ile dayanışma uğruna sonsuz bir ölüme yürümüş Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi cesur ve asil kardeşlerimizin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Yola çıkarken yürekleri en naif duygularla doluydu. IŞID terörünün elinde harap olmuş bir şehri yeniden inşa etmek için yola çıkmışlardı. Çocukların eğitim görecekleri okullar yapmak, bir toplumun varlığının temeli eğitim kurumunu var etmek için…
Yürekleri ve bedenleri parçalanmış insanların tedavi olacakları hastaneler inşa etmek için.. Çocuk parkları inşa etmek için..
Oyunlar oynayabilsinler ve tekrar gülümseyebilsinler diye çocuklar… Tolstoy’un ölümsüz eserinde, Anna Karenina kendini tren yoluna atmadan önce komik bir şey görür ve Vronsky’nin buna güleceğini düşünür. “Sevdiği birini gülümsetmek düşüncesi bir insanı hayata bağlayan son şey olabilir.” Belki onların pürüpak zihinlerinden de en son bu düşünce geçmişti. Hiç görmedikleri fakat derin bir sevgi duydukları masum çocukları gülümsetebilmek düşüncesi…
Onları onurlandırma hakkını ve cüretini kendimde görmüyorum. Sevgimi ve hürmetimi ifade edebilmek için ise İngiliz Şair Spencer’ın duygulu sözlerine sığınıyorum; “Sizler hayatınızı hayat için dövüşerek geçiren ve ardınızda şerefinizle damgalanmış taptaze bir hava bırakan insanlarsınız.” Ve yaşamlarınızdan vazgeçerken uygarlığın damarlarına yeni bir anlam ve haysiyet aşıladınız. “Bu dünyada yaptıklarınız sonsuzlukta yankılanır.” Sizler Cennette, cesaret ve metanetiniz ise yüreklerimizde sonsuza dek yaşayacaksınız.