• BIST 8732.3
  • Altın 2234.833
  • Dolar 32.3364
  • Euro 35.1115
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 6 °C
  • Tunceli 9 °C

Dersim yaradır Sivas kanatan

Veli Bayrak

Söz konusu Dersim olunca durmak gerekir. Zira o topraklarda yaşayan insanlar zulümle beşik kertmesi olmuşlardır. Siz bakmayın özür dilensin mi dilenmesin mi tartışmalarına, konunun özeti Nuray Sancar’ın bir köşe yazısında kullandığı “38 istisna değilse, bir özür de kanatır yarayı” sözlerinde gizlidir.

1840’lı yıllardan 1937 yılına kadar Dersim’e birçok irili ufaklı sefer düzenlenmiştir. Osmanlının amacı Dersim’i merkezi otoriteye bağlamak, Cumhuriyetin ise Dersim’i Türkleştirmek veya asimile etmektir. Lakin bir türlü bu girişimler amacına ulaşmamıştır. Kaldı ki “Dersim’e sefer olur, zafer olmaz” sözü de işte tam bu sebeple söylenmiştir.

Lakin Dersim Aleviler için bir yaradır. Dersim Alevilerin Hiroşima’sıdır. Nasıl ki 12 Eylül faşizmi devrimciler için bir sol kırımsa Dersim’de Aleviler için soy kırımdır. 17 yaşında Erdal Eren’i idam etmek nasıl bir faşizmse 75 yaşında Seyit Rıza’yı idam etmek de bir o kadar faşizmdir. Daha önceki çatışmalarda bir oğlunu kaybeden Seyit Rıza içindeki acıyı “Mı kılitê kou kerd vind” (Ben dağların anahtarını kaybettim) diye dile getirmişti. Bu yüzdendir belki de oğlu Resik Hüseyin’in gözleri önünde idam edilmesini istememiş “Beni oğlumdan evvel asın” demişti cellâtlarına. Lakin oğlu Resik Hüseyin, Seyit Rıza’nın gözleri önünde idam edilmişti.

Bir toprak zulüm ile sulanmışsa o toprakta yaşayan cellâtlar geceleri rahat uyuyamazlar. Bir Pir Sultan girer düşlerine, bir Hallacı Mansur. Şeyh Bedrettin olur tüm lokmalar cellâtların boğazına düğümlenir. Belki de bu korkudur iktidarların omzuna karabasan gibi çöken. Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Malatya ve ülkenin birçok değişik yerinde Alevilere yapılan zulüm ve katliamlar bekli de bu korkunun devamıdır.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki devlet Alevilerin Sivas katliamını Sivas’ta anması için bile yıllarca izin vermemişti. Kaldı ki Sivas katliamı öyle çok bilinmeyenli bir şey de değildi. Aydınlar, sanatçılar, şairler gündüz gözü devletin kolluk güçlerinin bakışları arasında bir otelde kıstırılıp yakılmıştı. Dönemin Sivas Belediye Başkanı daha sonra milletvekili seçilmiş, katliamın birinci sanığı yıllarca Fransa’da denilmesine rağmen cenazesi valilik binasına 400 metre yakınlıktaki evinden kaldırılmış, hakkında zaman aşımı kararı verilen dava için Başbakan Erdoğan “Ülkemiz için hayırlı olsun” demişti.

Cumhuriyet tarihi boyunca onca iktidarlar gelip geçmiş, onca liderler, onca milletvekili ve bakanlar gelip geçmişti. Nasıl ki bu ülkede yıllarca “Kürt yok Kürtçede yok” denilmişse Aleviler de görmezden gelinmişti. Talepleri, istekleri yok sayılmıştı. Kürt sorunu için “Düşünmezsen yok” diyenler “Biz varız” diyenleri de içeri atmıştı. Özellikle 90’lı yıllarda Kürtlerin köyleri yakılmış, evleri yıkılmış, dağa ve şehirlere göçe zorlanmıştı. Öyle ki devlet bırakın Kürt’ün kendisine Kürt’ün koyununa kuzusuna tahammül edememişti. Sahibi Kürt diye bu ülkede koyunlar kuzular öldürülmüştü.

Bu katliamcı ve asimile politikaları başta Dersim olmak üzere Aleviler içinde geçerliydi. Dersim’de Aleviler mağaralara kıstırılarak çoluk çocuk denilmeden kimyasal silahlarla katledilmişti. 75 yaşında idam edilen Seyit Rıza’nın mezarı bile gizlenmişti halktan. Dersim göçe zorlanmıştı. Çorum’da Alevilerin evleri önceden işaretlenmiş ve Aleviler yine çoluk çocuk denilmeden katledilmişti. Maraş devlet ile sivil faşistlerin Alevileri katletmek için birlikte hareket ettiği bir şehir haline gelmişti. Failleri bu ülkede adeta ödüllendirilmiş içlerinden milletvekili seçilenler bile olmuştu.

Oysa Dersim yaraysa Sivas kanatandır Aleviler için. Şairin, yazarın, sanatçının, aydının, folklorun, türkünün, tiyatronun, sanatın göz göre göre yakıldığı bir şehirdir Sivas.

Aleviler adına hiçbir doğru dürüst adım atılmadı bu ülkede. Gün oldu Ramazan’da oruç tutmuyor diye insanlar öldürüldü ya da taciz edildi. Cemevleri ibadet yeri olsun talebine en yetkili ağızdan “Müslümanların ibadet yeri Camidir, Cemevleri kültürel mekânlardır” diye cevap verildi. Ayrımcılık ve adam kayırmacılık her iktidar döneminde yaşandı. 120 bin personelli Diyanet İşlerine bir tek Alevi personel bile alınmadı. Polis, asker gibi emniyet ile ilgili teşkilatlarda Alevi azlığı her zaman manidar oldu. Çoğu kez en yetkili ağızlar Aleviler için hakarete varacak sözler söyledi. Televizyon programlarında “mum söndü”den bahseden şovmenlerden tutun da “Alevilerin kestiği yenmez” diyen din adamlarına kadar birçok iftira yalan söylendi.

Kuşkusuz bu ülkede halklar fabrikada, okulda, iş yerinde, mahallede, sokakta bir arada yaşamasını bilmiş ve becermiş insanlardır. Gezi’de binlerce insan “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” diye haykırırken birbirlerinin dinine, mezhebine bakmamışlardır. Lakin devletin ve onun yandaşlığına soyunanların yukarıda ki yazılanlardan hiçbirisi olmamış gibi hareket etmesi de doğru değildir.

“Dersim Alevileri dinsizdir” diyenlerin Cami, Cemevi, Aşevi projesini bu çerçevede düşünüp ona göre değerlendirmek lazımdır. Alevilerin talep ve istemleri ortadayken ve hiçbirisi karşılanmamışken bu tür girişimler göstermelik ve asimilasyon politikalarından başka bir işe yaramayacaktır. Bu proje birleştirici değil ayrıştırıcıdır. Bu proje devletin yıllardır süren asimile projesinin bir parçasıdır. Aleviler için “Dersim Alevileri dinsizdir” diyenler bu ayrımcılığını Rojava’da katledilen Kürtler için de sürdürmüş ve PYD'ye “şer odağı” demiştir. Aleviler için önemli olan Cami ve Cemevi’nin yan yana olması değil halkların omuz omuza bir arada yaşayabileceği özgür ülkenin yaratılmasıdır. İnançlar ve halklar özgür olursa insanlar zaten bir arada yaşayacaktır.   

Bu yazı toplam 113275 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
    123456
    Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim