• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 26 °C
  • Tunceli 24 °C

Yüz Yıl Önce Yüz Yıl Sonra: Duyarak ve Görerek Öğrenmek

Doç.Dr.Melih Görgün

“Mobilizasyon” sözcüğü ile bir açılış yapmak istiyorum. Üzerinde durmak istediğim konu özellikle toplumsal mobilizasyon kavramı. Bu bağlamda yapılacak en sade tanım, modernleşme sürecinde, toplumda yaşanan değişimdir. Okur-yazarlık oranının artması, yazılı-görsel medya unsurlarındaki artış, okullaşma oranlarının artması ve kentsel nüfusun artışı bu önemli göstergelerden sadece bazılarıdır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları incelendiğinde, memleket genelinde okur-yazarlık oranlarının ne kadar düşük seviyelerde seyrettiği kolaylıkla fark edilebilir.

Örneğin 1920’li yıllarda okur-yazarlık oranı yüzde on civarında seyretmektedir. O yıllarda ülke nüfusunu hemen hemen on iki milyon olduğuna göre; okuma yazma bilen insan sayısı da, bir milyon iki yüz bin civarındadır. 

Modernleşme serüveninin henüz başlangıç ya da geçiş aşamalarını yaşayan toplumlarda, biraz da şartlar gereği, insanlar duyarak ve görerek öğrenirler. Toplumda okuma alışkanlığı yok denecek kadar az olmakla birlikte, okur-yazarlık da sınırlı seviyededir. Bu sebeptendir ki az önce bahsettiğim dönemlerin bazı önemli aydınları ve yazarları (Müsahipzade Celal, Namık Kemal, İbrahim Şinasi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin…) toplumu eğitmek ve mevcut düzenin aksayan yönlerini anlatabilmek için, “tiyatroyu” sıklıkla bir propaganda ve eğitim aracı olarak kullanmışlardır.

Toplumun tiyatroya artan ilgisi hem yazarlar için hem de özellikle duyarak öğrenen bir kitle için çok önemli bir ortam yaratmıştır.

Bu sayede zaman zaman siyasal, zaman zaman kültürel, çok önemli mesajlar iletilebilmiştir topluma. Ve sıklıkla da çok kısa sürede yankısını bulmuştur alkışlar eşliğinde…

Şimdi dönelim geri bugüne… Aradan geçen onca zaman, kat edilen onca yıl ve yoldan sonra, okur-yazarlık oranının da çıktığı yüksek seviyeler düşünüldüğünde, ki bugün ülkemizde 15 yaş üstü okur-yazarlık oranı %96 seviyelerindedir, neler söylenmelidir? Sizlere birtakım sorular sormak istiyorum yazımı sonlandırırken. Cevaplarınızı merak ediyorum….

• Yeterince okuyor muyuz? 

• Nasıl öğreniyoruz? 

• Dijital medya ve sosyal ağlar öğrenme konusunda bizi tembelleştirdi mi? 

• Görerek ve duyarak öğreniyor musunuz, yok öğreniyor gibi mi hissediyorsunuz?

• Tarihimizi dizilerden öğrenmek daha mı kolay?

• Senede ortalama kaç kitap okursunuz?

• Neden okursunuz?

• Son izlediğiniz tiyatro oyunu?

Bu yazı toplam 17772 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim