Sosyal medyaya bir video düştü. TRT Kurdî’nin yayınladığı bir video sanırım. Bu video oldukça ilgi gördü ve çok tiye alındı. Peki, içeriği neydi ne anlatıyordu? Neden bu kadar alay edilip tiye alındı? Video; Dünya kick boks şampiyonu Erivan Barut ile yapılmaya çalışılmış Zazaca bir röportajdı. Erivan Barut Zazacayı tam olarak anlamayıp akıcı konuşamadığı için doğal olarak cevaplarının çoğunu Türkçe ile karışık vermiş ve bu da ünlü dil bilimcilerinin, çok bilmişlerin ve dile hakimiyetsiz hakim olanlar için alay konusu olmuş. Bu alay konusu öylesine abartıldı ki dünya şampiyonu olmuş bir genç kızı ayıplayıp rencide etmeye kadar vardırıldı. Oysa bir bilseler o her şeye hakim olduklarını sanan çok bilmişler aslında Erivan Barut olayının dilin geldiği noktanın ağır bir trajedisi olduğunu belki onu yermek yerine kendileri de oluşmuş bu tahribattan ve bu yok oluştan ötürü acı çekerlerdi.
Erivan Barut hiç değilse konuşmaya yeltenme cesaretini göstermiş değil mi? Peki, siz çokbilmiş ukalalar siz bu durumu paylaşıp tiye alırken hangi dili kullandınız? Zazaca/kırmarçki’yi mi tabi ki hayır. Ortak dilimiz olan Türkçeyi.
Bu kadar özürlü olup ta başkasına yüklenmek pes dedirtiyor doğrusu. İnanın bu genç kızı tiye alanların çoğu dili akıcı kullanma özürlü ve anlıyorum ama konuşamıyorum diyenlerdendir buna eminim. Aslında belki kısmen anlayıp konuşamayanlardır. Ya da anlayıp konuşabiliyorken gündelik hayatta hiç konuşmayanlardır. İğneyi kendinize çuvaldızı ele batırın. Erivan Barut’un tek hatası hakim olmadığı bir dilde röportaj vermesi. Bunu yapmamalıydı. Hadi yapıldı bunu çeken vatandaş durumu görüp yayınlamamalıydı. Hadi bunlar oldubitti geçelim bunları. Ama bu videoyu yayıp bunun üzerinden eğlenmek bana göre kaybolmakta olan bu dilin cenazesinde göbek atmaya benzer.
Herkes bu durumu bu acıyı bu utancı görüp şapkasını önüne koyup düşünmeli. Bunda benim annemin, babamın, dedemin, nenemin ve toplumun payı nedir? Benim ana dilim neden bu halde? diye herkesin kendine sorması gerek. Mübarekler sanki kendileri şakıyan Zaza/Kırmanç bülbülleri Erivan ise dilsiz tavuk.
Mevlana'nın güzel bir sözü var. " Ayıbı örtmekte gece gibi ol" der. Gerçi bu durumda ayıp yok bence örtülecek bir durum da yok. İnsanız olabilir bu tarz şeyler. Ama dediğim gibi aslında Erivan Barut'a bunun için teşekkür etmek gerek. Çünkü farkında olmadan bu toplumun kanayan yarasını toplumun suratına çarptı. “Biz buyuz” dedi. Ben ve öteki gençler. Biz sizin eseriniziz dedi farkında olmadan.
Bana göre bu toplumun duyarsızlığına indirilmiş bir şamar gibi. Keşke herkes bundan payını alabilse. Ama nerdeee . Onlara eğlence gerek. Başkalarının eksikleri üzerinden eğlenmek ancak eksik insanların yapabileceği bir şeydir. Erivan'ın bu durumu onun suçu değildir. Girdiği her ortamda Dersim ve özüne sahip çıkan bir sporcudur. Dünya çapında önü açık olan bu sporcumuzu demoralize etmek onu özünden, dilinden uzaklaşmaya kadar götürebilir. O yüzden daha dikkatli olmakta fayda vardır. Erivan'ın yanı sıra sosyal medyada kendi anadilinde eksik de olsa yazmaya çalışan en azından Erivan gibi bu cesareti yani dil kullanım cesaretini gösterenlere karşı tetikte bekleyip anında yanlışlarını yüzlerine vurup onları yazdıklarına pişman ettiren birçok kendini bilmez var.
Be hey, anlamazlar bırakın insanlar yanlış ta olsa konuşup yazsınlar. Zamanla düzeltirler. Güven düşmanları böyle davranarak onların zaten az olan o cesaretlerini de kırmış oluyorsunuz. Sizin bu yaptığınız kaybolmakta olan bir dile yapılmış en büyük düşmanlıktır.
Şu hiç bilmeden çokbilmişliğinizden kurtarın kendinizi. Yoksa hep böyle ağlanacak halinize güler durursunuz...
